FANTASTIC BEASTS AND WHERE TO FIND THEM[F.İ.]- ''BİR BURNUK NELERE KADİR!''(SPOILER'LI)

Hayatımda duyduğum belki de en büyük pişmanlık, bir yaşıma kadar hiç Harry Potter filmi izlememiş olmam olabilir. Ron Perlman'a duyduğum hayranlıktan dolayı kendisinin minik de olsa bir rol ile yer aldığı ve izlemeye karar verdiğim Fantastic Beasts and Where to Find Them'e hazırlık olsun diye şöyle bir maratonla izleyeyim şu HP illetini demiştim. İyi ki de demişim. Marvel'ın ustalıkla kurduğu sinematik evreninin ardından en başarılı bulduğum birleşmiş evren Wizarding World'un yeni filmi Fantastic Beats and Where to Find Them, geçtiğimiz cuma ülkemizde vizyona girdi. Ben cumartesi izlemeye gitmeme rağmen yer bulamadığım filmi çarşamba günü izleme fırsatını yakaladım. Biliyorum, çoğu platforma nazaran bu filmi incelemekte biraz geç kaldık, af buyurun bu yüzden. Ancak şimdi kapsamlı bir inceleme ile gönlünüzü almaya geldim. Yazıya girmeden önce belirtmeliyim burası baya SPOILER kaynayacak birazdan,yani eğer filmi daha izlemediyseniz, sizi SPOILER'sız incelemize transfer edelim! Yok eğer, illa ki okuyacağım diyorsanız da siz bilirsiniz, günah benden gitti!

Aslında çok naif bir nedenden dolayı Amerika'ya kısa bir seyahat düzenleyen kahramanımız Newt Schmander(diye yazılır okunmadan geçilir.), çantasındaki sihirli yaratıklardan biri olan bir Burnuk sebebi ile oradaki seyahat süresi uzuyor. Bir noktada yolları kesişen ve hafızasını silmeden oradan kaçan Jacob Kowalski adındaki bir Muggle da işin içine dahil olunca işler iyice karışıyor. Özellikle karakterizasyon açısından çok başarılı bulduğum film, bu noktada Harry Potter filmlerinden daha başarılı olmuş bile diyebiliriz. Özellikle Jacob-Newt ve Queenie-Jacob arasındaki ilişkileri bizlere çok güzel yansıtabilmeyi başaran film, bir de karakterlerin geçmişlerini çok oymadan bizlere sunması ve bu şekilde hem sıkılmadan, hem de verdikleri reaksiyonlar sonucu şaşırmadan izleyebileceğimiz bir yapım olmayı başarabilmiş. Sağlam Harry Potter'cılar bilirler, seri ana karakteri kadar yan rollere de eşit ağırlık vermeye çalışır. Mesela ilk serinin ana karakteri Harry olmasına rağmen asıl kızı o değil, en yakın arkadaşı Ron kapar. Bir de üstüne çoğu durumda üçüncü adam olarak görürüz Harry'i, hem de seçilmiş kişi olmasına rağmen...Yeni serimizde de ana karakter Newt gibi görünse de sonunda kzı öpen Jacob oluyor, hatta bazı noktalarda Newt'den daha kilit rol aldığını bile söyleyebiliriz.
Ki benim de filmi izlerken en hoşlandığım karakter açık ara farkla Jacob oldu. Karaktere can veren Dan Fogler'in başarılı performansı bir yana, karaktere yazılan arkaplan hikayesinden Queenie ile aralarında geçen romantik sahnelere kadar her şeyi ile dört dörtlük bir karakterdi. Filmin sonunda  hafızası silindiği yönünde bir final ile kapansa da konu, açtığı pastanedeki yaptığı keklerin Newt'ın canavarlarına benzemesinden tutun, son sahnedeki Queenie ile bakışmalarına, neredeyse her şey bize karakteri sonraki filmlerde de göreceğimiz sinyallerini vermekteydi. Açıkçası ben de böyle güzel bir karakteri harcamazlar diye düşünüyorum ve umuyorum ki Jacob Kowalski'yi gelecek Fantastic Beasts filmlerinde görebiliriz.

Farkındayım, önceki bölümde Jacob karakterini öv öv bitiremedim. Peki bu diğer karakterlerin kötü olduğu anlamına mı geliyor? Tabi ki hayır! Bir kere serinin ana karakteri olan Newt başlı başına Harry ile yarışabilecek kadar kaliteli bir karakter. Filmin başlangıcında biraz yavan bir performans gösterdiğini düşündüğüm Redmayne, özellikle hayvanat bahçesinde yaptığı üreme dansı ve büyü hazırlarken gösterdiği ciddi ve seri performans sonrası yine kendini bizlere hayran bıraktırdı. Onun haricinde ana dörtlüyü oluşturan Queenie ise bir diğer ilgi çekici karakterdi. Aynı Charles Xavier gibi zihin okuma gücüne sahip olan Queenie'nin gücü o kadar kuvvetli ki, kardeşini kurtardığı sahnede görüyoruz ki zihnini okuduğu kişinin yanında olmasına gerek bile duymuyor. Asıl dörtlümüzün son üyesi olan ve kardeşi Queenie'ye göre çok sıradan kalmış olan Tina ise görece dörtlümüzün en zayıf halkası olmuş. Hatta Credence ile aralarında bir bağlantı kurulmasaydı, sırf Newt de birileri ile flörtleşsin diye konulmuş diye düşünecektim. Credence demişken biraz da filmimizin görünmeyen kötüsünden bahsedelim. Görünmeyen diyorum, çünkü sonradan öğreniyoruz ki içinde bir Obscruial bulunan ve filmin başından beri başımıza bin bir türlü iş açan çocuk bize sanki 2. Halemlilerdeki kızlardan biriymiş gibi yedirilmeye çalışılmış olsa da aslında Obscurus başından beri acıların çocuğu Credence'mış. Bizleri böyle beklenmedik bir twist ile şaşırtan film bir de bir noktada Graves'in aslında Grindelwald olduğunu açıklayınca kafalar allak bullak oluyor! Böyle bir sahne ile serinin devam filmlerindeki ana kötü olacak olan Grindelwald'ı da bizlere kısaca gösterseler de Collin Farrel'ın karakterine bu şekilde yol vermeleri beni çok üzdü. Graves, belki de aktörün şimdiye kadar gösterdiği en başarılı performanstı. Ayrıca gözüktüğü ilk sahneden itibaren kendisinin kesin Snape-vari bir kişiliğe sahip olacağını düşündüğüm karakterin, gerçek kötü çıkmış olması da benim için ayrı bir twist oldu.

Karakterizasyon olarak başarılı olduğu kadar, hikaye seçiminde de bir o kadar güzel bir tercih yapan filmde, bir yandan filmin pazarlamasında da kullanılan ve Newt'in çantasından kaçan fantastik canavarlar aranırken, bir yandan da Obscruial mevzusu işlenerek sonraki filmler için de bir zemin hazırlanarak filmin finalini daha ilgi çekici bir hale getirmeyi başarmışlar. Film esnasında kaçan canavarların sayısını da fazla abartmayarak olayın ana konudan sapmasını önleyen J.K. Rowling'e buradan bir artı puan daha! Ayrıca seçtikleri yaratıkların hepsi, kanımca çok yerinde ve güzel seçimler olmuşlar. 


Son noktayı koymak gerekirse, Harry Potter film serisine yaptığı minik göndermeleri ile, karakterizasyonu, konusu ve film boyu aradığımız fantastik canavarlarımız ile, çok eğlenceli, bekleyeni için sıcacık-samimi bir film olmayı başarabilmiş naçizane yapımımız. 5 film süreceği belli olan serimiz için güzel bir başlangıç olduğu gibi, aynı zamanda Harry Potter severleri üzmeyecek bir devam filmi olan Fantastic Beats bizden geçer not aldı! Tebrikler Rowling, bizi yine şaşırtmadın!

Hiç yorum yok: