Ünlü mobil oyunun uyarlaması olan eğlenceli film, belki de bu yıl çıkan ve bütçesi onun neredeyse iki katı olan Assasin's Creed ve Warcraft gibi isimleri sollayacak derecede eğlenceli ve izleyeceğiniz zamana değecek bir iş olmuş. Karakterlerin yapısından dolayı animasyon olarak karşımıza çıkan yapımı bu çocuk işidir diye atlamayın. Zaten 1.30 saat gibi çoğu filmden daha az süreye sahip olan bu çerezlik işi bir açın izleyin derim.
Zootopia
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de animasyon yapımları çocuk işi ve genelde sıkıcı filmler olduğu gerekçesiyle izlenmez. Anca oğlunuzu, kızınızı, yeğeninizi falan götürmek için gideceğiniz bu filmleri genelde izlemeye başladığınızda daldığınızı ve içten içe hoşunuza gittiğinizi fark edersiniz. Zootopia'da böyle bir film işte. İnsanların hiç var olmadığı ve hayvanların modernleştiği bir dünyayı anlat bu film, hem bu yılın hem de şimdiye kadar yapılmış en başarılı yapımlardan biri olmayı başarmış. 
Braveheart gibi bilindik ve kült filmlerin yönetmeni olan ve aynı zamanda da Mad Max gibi ünlü serilerin yüzü Mel Gibson, sarhoşken yaptığı bazı ırkçı açıklamalar sebebi ile bir süredir Hollywood'da ''Dışlanan adam'' pozisyonunda gezinmekteydi. Ancak bu yıl çıkardığı ve gerçek bir hikayeden uyarlanan Hacksaw Ridge'in muazzamlığı sayesinde kendisi çoktan affedildi ve eski şanına kavuştu bile. 2. Dünya savaşında görev alan ve silah kullanmaya karşı gelerek orada hekimlik yapmaya başlayan bir hekimi anlatan yapımı izlemeden geçmeyin.
Tamam. Film beklediğimiz kadar güzel değildi. Ancak bu yıl çıkan diğer süper kahraman filmleri ile kıyaslandığı zaman adından bahsettirebilecek bir yapım oldu Civil War. Hem Captain America'nın özünde sadece iyi birşeyler yapmaya çalışan Brooklyn'li bir çocuk olduğunu, Tony Stark'ın ise Iron Man'deki ''Artık silah yapmayacağım!'' tarzı yaşadığı ''Artık sivillerin hayatlarına daha da önem vermeliyiz. Bunun için süper insanların kontrol altına alınması gerekiyor!'' ani görüş değişiklikleri ile yüzleşmeye çalışan ve aslında sosyal görüntüsünün içinde psikolojik sıkıntılar çeken biri olduğunu bir kez daha mantıklı bir hikaye örgüsü sonucu bizlere vermeyi başardı Marvel.
Hani Civil War çok beklediğimiz gibi değildi ya, ha Deadpool işte tam istediğimiz filmdi! Bu yılki çıkan tüm süper kahraman filmlerinden daha düşük bir bütçe ile çekilmesine rağmen hepsine şöyle okallı bir tokat atarak yükselen yapım, aksiyon sahnelerinden tutun, karakter işlenişine, sahip olduğu 1 saat 48 dakikanın her saniyesinin hakkını vererek kullanmayı başardı.
Zootopia ve Angry Birds'Un ardından listemizdeki üçüncü animasyon yapımı olan Kubo and the Two Strings, hikayenin sonundaki twist, sahip olduğu hoş görsellik ve izlerken yüzünüzden düşmeyen gülümseme ile 2016'nın unutulmazları arasında yerini alıyor.
The Jungle Book
Iron Man'in yönetmeni Jon Favreau'nun son filmi The Jungle Book, aslında izlediğiniz zaman sıkıcı bulabileceğiniz orijinal 1967 versioyunu ile aynı hikayeyi anlatsa da sahip olduğu muhteşem efektleri ile size bir görsel şölen yaşatmayı başarıyor. Sinemada izlemeyen bin pişman ama evinizde de mısırınızı, çerezinizi alıp izleyebileceğiniz, eğlenceli bir yapım olmuş Jungle Book.
Yılın belki de en kaliteli yapımı olan Arrival, sonunda sahip olduğu o muhteşem twist için bile izlemeye değer. Hatta bu yazıyı okuyacağınıza, açın izleyen filmi hemen!
Legend of Tarzan
Margot Robbie, Alexander Skarsgard ve Samuel motha'fuckin Jackson'un başrollerini paylaştığı heyecanlı arayış hikayesi, ünlü Tarzan hikayesinin devamı niteliğinde yapılmış. İzlerken kesinlikle sıkılmayacağınız yapım sahip olduğu hoş efektleri ve çekimde kullanılan renk paletleri ile görsel açıdan da sizleri tatmin edecek bir iş olmayı başarmış.
Harry Potter evreninin geri dönüşü+muhteşem oyunculuklar,hoş karakterler+beklenmedik twistler=Fazla söze yok. Açın izleyin şu filmi! Ha daha da uzun övmemizi isterseniz de incelemelerimizi okuyabilirsiniz!
Fantastic Beats Spoiler'lı İncelememiz!
Fantastic Beats Spoiler'sız İncelememiz!
Episode 3 ve 4 arasında geçen ve sonu direk a New Hope'un ilk sahnesine bağlanan, yılın en iyi dövüş kareografisi içeren sahnesine sahip, gerilimini iyi veren ancak karanlık olsun diye de Batman v Superman gibi kasmayan, efektleri şahane, oyuncuları yetenekli, pırlanta gibi bir yapımdı Rogue One. Hatta size şöyle diyelim, eğer Star Wars filmlerini iyisinden kötüsüne sıralamamız gereksiydi, Rogue One rahatlıkla ilk 3'e girerdi.
Bakın, bu film için pek çok laf edebilir, müziklerini, oyunculukları, sinematografiyi övüp sizlere konuyu özetleyerek bu bölümü kapatabilirim. Ama La La Land gibi bir filme sadece bunları söylemek yakışık olmaz. O yüzden izleyin, sadece izleyin. Ne demeye çalıştığımı anlayacaksınız.
Ünlü yönetmen ve yazar Ben Affleck'in başrolünde bulunduğu The Accountant, sizlere sunduğu gerilimli hikaye ve sahip olduğu hikaye sonu twistleri ile bu yılki izlenecekler listemizde kendisine yer bulmayı başarıyor.
Oscar törenlerinin bir dönem vazgeçilmez serilerinden olan ve ülkemizde Geçmişi Olmayan Adam gibi absürt bir isim ile vizyone girmiş Bourne serisi bu yıl geri döndü. Ben Affleck'in biricik kankası Matt Damon'un başrolünde bulunduğu film, eski seride olduğu kadar komlike bir hikaye örgüsüne sahip olmasa da, aksiyon anlamında sizi tatmin edecek ve serinin devamı olması niteliğinde başarılı bir yapım olmuş.
Marvel bu yılda, aynı geçen yıl yaşadığı çizelgenin aynısına sahipti: Yüksek hasılat getirmesine rağmen beklenenden daha yavan bir iş olmuş ünlü serinin devam filmi; ve de bu devam filminden sonra vizyona giren ve eleştirisel anlamda o filmden daha başarılı olan, aynı zamanda başrol karakteri pek tanınmasa da gişede beklenenden daha sağlam bir performans göstermiş orijin filmi. Tahmin edin, Doctor Strange bu filmlerden hangisiydi? Doğru cevap! Çoğumuzu hikayesel ve görsel anlamda tatmin eden ve süper kahraman filmlerinin sahip olduğu final dövüşlerine yeni bir tat getiren Doctor Strange, Deadpool ile beraber senenin süpriz hitlerindendi.
Bu dünyada iki çeşit insan vardır: Star Wars'cular ve Star Trek'ciler. Biliyorum, ilki diğerine nazaran bir hayli daha büyük bir marka, seveni de daha fazla. Ancak bana soracak olursanız, Star Trek'in son üç filmi bile tüm Star Wars'lara kadir. Sahip olduğu politik, anti-ırkçı ve anti-cinsiyetçi düşüncelerin yanısıra muazzam görsel efektleri ve işlenen karakterizasyonu ile önceki filmlerini aratmayan Star Trek: Beyond'u da izlemeyi unutmayın!
Aranızda We're the Millers filmini duyan oldu mu hiç? 2013'ün en kaliteli komedi işlerinden biri olan yapımın yönetmeni Rawson Thurber'ın bu yıl çok ses getirmeyen ve selefleri arasında ezilen bir filmi vizyona girmişti: Central Intelligence. Ne kadar gişede bekleneni vermese de aslında çok eğlenceli bir aksiyon-komedi karışımı ajan filmi olan Central Intelligence'ı boş zamanlarında veyahut aileniz ile beraberken zevkle izleyebilirsiniz.
Brad Pitt ve Marion Cottilard gibi ultra-ünlü ve başarılı iki ismin başrolünü paylaştığı Allied, sahip olduğu ve film bitene kadar dinmek bilmeyen gerilimi ile sizlere heyecanlı anlar yaşatacak bir yapım olmuş. İzlemeden geçmeyin deriz.
Başarılı korku serisinin devam yapımı olan Conjuring 2, kardeşi Conjuring ve uzaktan akrabası Anabelle'nin bizlerde oluşturduğu, ''Korku filmleri de kaliteli hikayelere sahip olabilir.'' düşüncesini bir kez daha kanıtladı. Akıcı bir hikayeye ve Dabbe gibi milleti sırf sinemada altına sıçıttırmak için yapılan saçma sapan işlerdeki gibi değil de, böyle zevk alarak izleyebileceğiniz korku ve gerilim öğelerine sahip Conjuring 2'yi de bu listeye almasak ayıp etmiş olurduk.
Gerçek hayattan alınan, hırs ve çalışma sonucu aslında ''Bir balığın bile bir ağaca tırmanabileceğini'', toplumun bize dayattıklarını değil, hayallerimizi süsleyen amaçlarımızı yerine getirmemiz gerektiğini sade bir dil ve az biraz komedi ile anlatan Eddie the Eagle, geçen yıl Kingsman: The Secret Service ile karşımıza çıkan Taron Egerton ve canımız ciğerimiz Hugh Jackman'ın başarılı performansları ile bu yıl çıkan pek çok filmden daha izlenesi bir yapım olmayı başarıyor. Motivasyon filmi arayanlar için birebir!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder