THE BUTTON[Ç.İ.]- ''TANRI... TANRIYI GÖRDÜM...''(SPOILER'LI)

Merhabalar, merhabalar! Bu sefer DC'nin Rebirth'teki şu ana kadarki en önemli event'i olan, Watchmen için zemin hazırlayan The Button'ı inceleyeceğim. Uzatmadan geçiyorum çünkü event tam anlamıyla mükemmeldi. Ayrıca herkesin okuduğunu varsayıp spoiler'lı yazıyorum haberiniz ola! 
Seri her ne kadar 4 sayı sürmüş olsa da, bize o kadar çok şey verdi ki artık Watchmen'i ana evrende göreceğimiz kesinleşti diyebiliriz. Son sayıda Dr. Manhattan'ın elini görmek ise baya bir coşturdu beni. Neyse önce bi' seriden bahsedeyim. 
Bol göndermeli, easter egg'li bir seriydi. Gerek repliklerle filme gönderme olsun, gerek sayfa düzeniyle külliyata göndermeler olması ile ilk sayfalarında bile Watchmen kesinleştiriyor gibiydi. Beni tek bayan şey ise kanın olduğu her yerde Watchmen'in kanlı rozetine gönderme olmasıydı. Onun dışında göndermeler yerinde ve güzeldi. Başka ekleyecek pek bir şeyim yok bu kısma. Hikayeyle ilgili de tek söyleyeceklerim aşırı güzel olması. Sayfalar su gibi akıyordu gözümün önünde. 

Tom King Batman serisindeki hikayelerinden sonra iyi iş çıkarmış gerçekten. Batman serisini çok beğenmesem de kendini "I Am Bane"le toparladı ve " The Button"la DC'nin en iyi giden serilerinden biri oldu bana göre. Kısa sürmüş olması beni aşırı üzdü ancak gelecek Batman eventleri bu üzüntüyü gideriyor. Neyse, çizimlerde ise Fabok efsane iş çıkarmış, hele ki Eobard Thawne'ın "I saw god" paneli tam çerçeveletip asmalık. 


Biraz da hikayeyi anlatayım genel olarak. Batman #21'de efsanevi kötümüz Reverse Flash dönüyor, ama önemli olan nasıl döndüğü. Watchmen rozetinin içinden fırlıyor! Sonra kavga başlıyor, elbette Batman bir şey yapamıyor Reverse Flash'e karşı. Sadece ayağına Batarang batırabiliyor o kadar. Reverse Flash ise neler neler yapıyor. Babasının mektubunu paramparça ediyor, Batman'i hem psikolojik olarak hem de fiziksel olarak mahvediyor! Ama en sonda rozet'i kullanıp bir yere gidiyor ve geri döndüğünde maalesef Eobard abimiz "Tanrı"nın gazabına uğramış oluyor. Tabii ki de kim olduğu  çok belli bu "Tanrı"nın: Dr. Manhattan! Sonra Flash #21'e geçiyoruz. Sayının çoğunluğu zaten zaman yolculuğunda geçiyor. Onun dışında Justice League'in deposunda Kozmik koşu bandını kullanıyor, zaten ondan sonra da zamanda yolculuk yapıyor. Aslında zamanda değilde neyse.Zaman yolculuğu sonunda nereye düşüyorlar tahmin edin diyeceğim de zaten burya kadar okuduysanız biliyorsunuzdur. FLashpoint evrenine düşüyorlar ve sayı bitiyor. Batman #23 ise önceden dediğim gibi efsane bir sayıydı. Thomas Wayne'in gittiği ve Bruce'un babasını bir daha göremeyeceğini fark ettiği sayı... Hikayey dönelim, Wonder Woman ve Aquaman artık müttefikler ve Batman'in(Thomas) işini bitirmek için bir tim gönderiyorlar. Ama Thomas tek başına değil, kolaylıkla yeniyorlar ve tam o anda evren yok olmaya başlıyor. Thomas, Bruce'a bir şeyler söylüyor ve orada gözyaşlarımız damla damla akmaya başlıyor. Ardından evren, Thomas'la birlikte yok olurken Bruce'un "Seni kurtarabiliriz!" diye bağırdığını görüyoruz. Yemin ederim ki duygulanmamak elde değil. Evren yok olurken Thomas Bruce'a, "Bırak Batman benimle ölsün, sen oğlunla ilgilen." diyor. Ve evren yok oluyor... 


Sonraki sayıda yani Flash #22'de ise gerçek evrene geri dönüyor ikili ama dönerken Batman #21'de rozeti alan Eobard'ı görüyorlar. Onu durdurmaya çalışıyorlar ama durmuyor o. Sonra bir ses duyuyoruz, "Adımı söyle!". Barry'nin aklında bir şeyler beliriyor ve "Jay?" diyor. Böylece JAy ortaya çıkıyor ve onları kurtarıyor. Evrene döndüklerinde Jay ona "Wally'i kurtarmıştın, beni de kurtarabilirsin. Sadece adımı söyle. Hatırla beni!" diyor. Ama nafile, Barry onu hatırlayamıyor ve Jay tekrar Speedforce'a giriyor.
 Ardından  Eobard'ın yola devam ettiğini görüyoruz. Aptal Eobard işte, sonu kötü bitiyor. Koşuyor, koşuyor ve "Tanrı"nın önüne geliyor. Yani Dr. Manhattan'ın önüne. Ardından Manhattan yere düşen rozeti alıyor ve önümüze Superman logosu geliyor. Bunun anlamını zaten biliyoruz: "Domsday Clock"!

Event gelecek "Doomsday Clock" eventine zemin hazırlandı yani. Ayrıca baya güzel bi event oldu, ne de olsa Watchmen dönüyor yani! Neyse artık bir daha ki yazıya görüşürüz, esen kalsın sevgili geekler ve okurlar!

Hiç yorum yok: