BİR SİNEMATİK EVREN DAHA: PIXAR TEORİSİ!

Merhabalar, bugün Pixar Theory ile karşınızdayız. Peki nedir bu Pixar Theory?
Hepimiz MCU'yu ve DCEU'yu biliyoruz. Marvel ve DC Comics firmalarının sinematik evrenleri. Bu evrenlerde geçen olaylar birbirileriyle bağlantılı olarak geçiyorlar. işte böyle bir evren animasyon dünyasında da var olabilir: Jon Negroni tarafından 2013 yılında ortaya atılan teoriye göre tüm Pixar filmleri de birbirleriyle bağlantılı tek bir evrende geçiyorlar. Şu anda bir kitap haline getirdiği teorinin internet üzerinde benimsenmesiyle birçok site açıldı, hakkında çokça konuşuldu. Ben bu yazıyı yazarken kaynak olarak 97th Floor ajansının tasarladığı teoriyi kısaca açıklayan site ile Jon Negroni'nin kendi blogundan yararlanacağım.
Şu anda teoriye oturtulan filmler:
  • A Bug’s Life
  • Toy Story 2
  • Monsters Inc.
  • Finding Nemo
  • The Incredibles
  • Cars
  • Ratatouille
  • Wall-E
  • Up
  • Toy Story 3
  • Cars 2
  • Brave
  • Monsters University
  • Inside Out (in Part 2)
  • The Good Dinosaur (in Part 3)
Brave ile başlıyoruz. Brave zaman çizgimizde hem ilk hem de son film. Bu nasıl olabilir diye şaşırmış olabilirsiniz, yazıda ilerledikçe göreceksiniz.
Tabii ki, atmosferden anlaşıldığı kadarıyla ortaçağda geçen Brave, Pixar evrenindeki en erken zaman dilimini ele alıyor. Ayrıca hayvanların insansı hareketlerini açıklayan tek film. Brave'i izlerken pek çok konuda yararlı olan "büyü" nün Merida'nın annesini ayıya çevirdiğini öğreniyoruz. Bu büyünün kaynağı ise garip görünüşlü bir cadı, ayrıca hayvanların insansı hareketlerinin yanı sıra cansız varlıkların da insansı davranışlarına şahit oluyoruz.


Ayrıca bu cadının bir özelliği daha var, ne zaman bir kapıdan geçse, sanki orada yokmuş gibi, bir anda ortadan kayboluveriyor. (İleride buraya bağlayacağım) Yüzyıllar sonra, Brave'deki insansı hayvanlar, geniş mevcutlar halinde kişilik kazanmaya başlıyorlar. 2 olaydan bahsedeceğiz, hayvanların zekasının gelişimi, ve yapay zekanın gelişimi.


Gelelim Ratatouille'ye,Remy yemek pişirmek istiyor, ancak bu doğal olarak insanların yapabileceği bir şey. Bu nedenle bir grup insanla arkadaşlık geliştiriyor ve amacına ulaşıyor. Ve aynı zamanda Şef Skinner'ın ortadan kayboluşuna şahit oluyoruz. Ona ne oldu, acaba hayvanların bazı işleri insanlardan daha iyi yapabildiği bilgisiyle ne yaptı?


Up filminde karşılaştığımız Charles Muntz karakterinin Skinner'dan başlayan bir rivayet sonucu köpeklerini kontrol edecek cihazlar icat etmiş olması muhtemel. Deneyleri sonucunda hayvanların insanların düşündüğünden daha zeki olduğunu anlayan Muntz, bu bilgiyi ele geçirmekle takıntılı olduğu egzotik bir kuşu yakalamak için kullanmaya çalışıyor. Ancak filmin sonunda Dug ve diğer hayvanlar serbest kaldıktan sonraki olayların sonuçları hakkında bilgi sahibi değiliz. Çok çeşitli etkilere neden olmuş olabilirler. Ancak bir şey kesin, artık insanlar hayvanların potansiyelini fark ettiler, çizgiyi geçmeye başlayacaklar.


Bir de elimizde kötücül bir firmamız var. Up'ın başında Carl'ı evinden vazgeçmeye zorlayan , dünyanın kirlenmesinden ve gelecek insan yaşamının silinmesinden sorumlu şirket, BnL(Buy-n-Large). Bu arada Wall-E'den hatırlayacak olursak, filmdeki "BnL'in Tarihi" reklamı sayesinde, BnL'in dünya devletlerini ele geçirdiğini biliyoruz. Aynı zamanda, BnL'i Toy Story 3 filmindeki pillerde de görüyoruz.


Kayıp Balık Nemo'da, büyük bir grup deniz canlılarının bir balığı kurtarmak için birleşmelerini görüyoruz. BnL bu filmde de güzel bir denizaltı dünyasını anlatan bir makalede karşımıza çıkıyor. Çizgiler geçiliyor, insanlar zeki ve organize olmuş hayvanları kendilerine düşman etmeye başlıyorlar.
Dory'yi düşünün, diğer balıkların çoğundan farklı bir şekilde göze çarpıyor. Neden? Çünkü zeki değil. Kısa süreli hafıza kaybı muhtemelen onun diğer deniz canlıları kadar gelişmiş olmadığını gösteriyor, bu da bize bu canlıların ne kadar hızlı geliştiğinin bir kanıtı.


Şu ana kadar işlerin hayvan kısmından bahsettik, biraz da yapay zeka kısmından bahsedelim.
The Incredibles(İnanılmaz Aile) filmiyle başlayalım. Filmin kötüsü kim? Pek çoğunuzun aklına Buddy geldi, a.k.a Syndrome, süper kahramanlara soykırım yapmayı neredeyse başarıyordu.
Ya da öyle miydi? Buddy'nin güçleri yoktu, Bay İnanılmaz'dan intikamını alabilmek için teknolojiden yararlandı. Bir kişinin sırf bir intikam için bu kadar ileriye gitmesi garip gözüküyor.
Ve tüm süper kahramanları nasıl öldürüyor? Bir "omnidroid" yapıyor, bir yapay zeka. Süper insanların hareketlerini inceleyerek öğrenen ve onlara adapte olan bir "killbot". Mirage Bay İnanılmaz'a ilk kez omnidroid'den bahsettiğinde onun bağımsız bir yapay zeka olduğundan bahsediyor. Droid en sonunda Syndrome'a karşı da dönüyor, ve şehirdeki insanlara rastgele saldırarak her tarafı yıkmaya başlıyor. Neden bir yapay zeka insanlara saldırsın? Yapay zekaların insanlara yönelik doğuştan bir nefretleri mi var?


Oyuncak Hikayesi'ne giriş yapalım. Burada insanların aslında duyguları olduğunu gördüğümüz nesneleri kullandıklarını ve daha sonra attıklarını, boş verdiklerini görüyoruz. İlk başlarda oyuncakların bunla çok bir problemi olmasa da, gittikçe daha kötü duruma gidiyor.  Ancak oyuncakların geneli makine değil, onların nasıl bir çeşit zekası var?
Cevabı da bize Syndrome veriyor, Bay İnanılmaz'a lazerlerinin Sıfır Noktası Enerjisi'yle çalıştığını söylüyor. Bu bir vakumda bulunan elektromanyetik enerji. Bu şu ana kadar görülmeyen, dalga boylarında görmediğimiz bir enerji. Ayrıca Pixar evreninde oyuncakların ve cansız nesnelerin hareketi için mantıklı bir açıklama.

Toy Story serisi, 90'larla 2010'lar arasında geçiyor. İnanılmaz Aile'yle arasında yaklaşık 40-50 yıl var. Bu da yapay zekaya BnL'i geliştirmesi için yeterli vakit veriyor. Oyuncak Hikayesi serisi boyunca Pixar bize oyuncaklar arasındaki memnunsuzluklardan tüyolar veriyor.Oyuncakların bu durumu, bize makinelerin nesnelerin gezegeni insanlardan almaya hazır olduğunu gösteriyor, ancak böyle bir şey görmüyoruz. 2000'lerde, süper insanların yokluğunda insan ırkı savunmasız, yani hayvanlardan da bu şekilde bir hareket beklenebilir, ancak o da olmuyor.
Ayrıca, yapay zeka da insanlara savaş açmıyor. Neden sizce? Makinelerin insanları ele geçirdiğini varsaymak mantıklı, ancak beklediğimiz şekilde değil. Makineler BnL'i insanları ele geçirmek için kullanıyorlar, 60'larda omnidroidlerin İnanılmazları yenmekte başarısız olmasından sonra bu şekilde bir çözüm bulmuşlar. Dünyayı ekonomik olarak ele geçiriyorlar.
Her bir Oyuncak Hikayesi filminde oyuncakların her şey için insanlara güvendikleri açıkça görülüyor. Mutluluk, hatta enerji için. Hatta bize ipucu olarak oyuncakların depoya konulduklarında hayat enerjilerini kaybettikleri de veriliyor.
Yani makineler insanları ele geçirmek için onların her ihtiyacına uyan bir şirket oluşturuyor, en sonunda bu firma dünyayı kirliliğe sürüklüyor. Peki hayvanlar insanlara karşı dünyayı kirletmelerini engellemek için ayaklandıklarında onları kim durduracak? Makineler.


Makinelerin bu savaşı kazandığını biliyoruz, burada da Cars(Arabalar) filmi işin içine giriyor. Makinelerin dünyanın doğal dengesini yok ettiği ve dolayısıyla gezegenin insanlar ve hayvanlar için uygunsuz olması nedeniyle, insanlar Axiom'a(Wall-E de insanların gönderildiği gemi) gönderiliyor.
Axiom'da, insanların ihtiyaçlarının makineler tarafından karşılanması dışında hiçbir hayat amaçları yok. Makineler insanları onlara bağımlı hale getirdiler, çünkü oyuncaklar olarak bildikler davranış tarzı buydu. Bildikleri tek şey buydu.
Bu sırada Arabalar'da makinelerin dünyada insanların etkilerini taşıdığını görebiliyoruz. Hiçbir hayvan yok, ancak insanların bir zamanlar bulunduğu hissediliyor.


Arabalar 2'de ise, Avrupa ve Japonya'ya gidiyoruz. Makinelerin dünyanın her tarafını ele geçirdiğini görebiliyoruz. Peki arabalara ne oldu? Şu ana kadar bildiklerimize göre makineler için enerji kaynağı insanlar, bu yüzden onlardan daha kurtulmadılar.


Wall-E'de de belirtildiği üzere, BnL'in asıl amacı dünya bir kere temizlendiğinde insanları geri getirmekti, ancak bunu hiçbir zaman başaramadılar. Dünyadaki makineler bir süre sonra en sonunda öldü, nasıl olduğunu bilmesek de.
Arabalar 2'den dünyada bir enerji krizi olduğunu biliyoruz, çünkü yağ tehlikelerine rağmen en çok kullanılan enerji kaynağı. Ayrıca Allinol Şirketi'nin kullandığı "yeşil enerji" dünyada arabaları alternatif enerji kaynaklarından uzaklaştıracak bir yakıt savaşına neden olabilir. O "temiz" enerji pek çok arabayı dünyadan silebilirdi.


Tekrar Wall-E'ye dönüyoruz. Hiç Wall-E'nin neden son kalan makine olduğunu merak ettiniz mi? Filmin insanlar Axiom'a gittikten 800 yıl sonra geçtiğini biliyoruz.
Acaba Wall-E'yi hayatta tutan onun insan kültürüne ilgisi ve bir hamam böceğiyle arkadaşlığı olabilir mi? Wall-E'yi özel yapan, insanları kurtarmasını sağlayan da buydu.
O insanların ve makinelerin birlikte barışla yaşadığı zamanları, savaşlardan ve kirlilikten uzak zamanları hatırladı. 
Wall-E insanları kurtardıktan ve dünyadaki toplumu tekrar oluşturduktan sonra ne olacak?


Wall-E'nin end creditleri sırasında, dünyadaki son bitki yaşamını içeren ayakkabıyı görüyoruz. Büyük bir ağaca dönüşüyor. A Bug's Life( Bir Böceğin Yaşamı) filmindeki ağacı fazlasıyla hatırlayan bir ağaca.
Bu doğru, Bir Böceğin Yaşamı'nda insan gözükmemesinin sebebi pek fazla insan kalmaması.
Bir Böceğin Yaşamı'nın gelecekte yer almasını düşünmemize neden olan bazı etkenler var. Diğer hayvan odaklı filmlere nazaran, böceklerin insan aktivitelerine benzerliği çok daha fazla.
Ratatouille'de hafiften var diyebileceğimiz sosyal yaşam, Bir Böceğin Yaşamı'nda çokça dikkat çekiyor. Böceklerin barları, şehirleri, reklamları ve kendi makineleri var. Bir Bloody Mary'nin ne olduğunu biliyorlar, hatta bir gezici sirk bile görüyoruz. Bir Böceğin Yaşamını ayıran diğer bir etkense, Arabalar 1 ve 2 hariç insan gözükmeyen tek film olması.


Bir diğer film de Monsters Inc.(Canavarlar). Canavarlar'ın çok uzak bir gelecekte geçtiğini düşünürsek, onların evrimleşmiş ve mutasyon geçirmiş hayvanlar olduklarını varsayabiliriz. Nedeni ne olursa olsun, canavarların hepsi mutasyon geçirmiş hayvanlara benziyorlar, sadece daha büyük ve daha medeniler. Serinin ikinci filminde gördüğümüz gibi bir eğitim sistemleri bile var.(Canavarlar Üniversitesi)
Canavarlar'da, bir enerji problemi var. Çünkü yaşadıkları gelecekte insanlar yok. İnsanlar enerjinin kaynağı, ama yine makineler sayesinde, canavarlar enerji sağlamanın bir yolunu buluyor. Canavarlar insanların dünyasına geçmenin bir yolunu buluyorlar. Ancak farklı boyutlara değil, farklı zamanlara.
Canavarlar zamanda geriye giderek insan nüfusunun fazla olduğu zamanlara giderek enerji sağlıyorlar. Uzun zaman geçmesine rağmen, içlerindeki insanlara olan çekimleri hala kaybolmamış.
Canavarlar, içgüdülerine dayanarak insanlara sadece dokunmanın bile geçmişte yaptığı gibi dünyalarını bozacağına inanıyorlar. Bu yüzden insanları korkutarak enerji kazanıyorlar, ta ki gülmelerinin(yeşil enerji) daha fazla enerji oluşturduğunu anlayana kadar.
Canavarlar, Pixar evrenindeki en fütüristik temaya sahip. Makineler, insanlar, hayvanlar ve canavarlar hep beraber yaşamanın bir yolunu bulmuşlar.


Bir de Boo var, sizce ona ne oldu? Gelecekte olan pek çok şeyi gördü, ve arkadaşı Sully'nin başına ne geldiğini öğrenmekle takıntılı hale geldi.
Kapıların onları bulmak için ana yol olduğunu hiçbir zaman unutmadı.
Bir CADI. Evet, Cesur'da gördüğümüz yaşlı cadı Boo'nun ta kendisi. Geçmişe nasıl gideceğini çözer, ve her şeyin kaynağı olduğuna inandığı yere gider. "The Will of The Wisps"
Her şeyi başlatan budur, bir cadı olarak, zamanda ileri ve geri giderek Sully'yi bulmaya çalışır.
Bu Jon Negroni tarafından oluşturulan Pixar Theory'nin ilk kısmıdır. O tarihten sonra çıkan filmlere ve aklına gelenlere dayanarak teoriye eklemeler yapan Negroni'nin teorisi şu an 3 bölümdür. Bu yazının ilgi çekmesi halinde diğer bölümleri de çevireceğim.
Buraya kadar okuyan herkese çok teşekkürler.

Hiç yorum yok: