VAY A.M.K.- SAYI 4(EYLÜL 2017)
Kingsman: The Golden Circle gümbür gümbür geliyor! Bizde serinin ikinci filmine heyecanlanmak için aklımıza gelen ilk 5 sebebi paylaşalım istedik. Ha, sebepler say say bitmez tabi ki, ama biz en önemlilerinden bahsedelim bu yazıda!
Giderek Genişleyen Yıldız Kadrosu!
İlk film İngiltere odaklı olduğundan mütevellit canımız ciğerimiz Samuel Jackson dışındaki oyuncular da İngiliz'di. Bu sefer giderek genişleyen ve Amerika kıtasına uzanan hikayemizde centilmen ajanlarımıza Amerikan maçoları eşlik ediyor. Eh, bu ''Amerikan'' maçolarını canlandıran aktörler de pek fena sayılmazlar. Halle Berry, Channing Tatum, Jeff Bridges, Pedro Pascal... Ha, ana kötümüz de Julianne Moore. Kadro resmen, ''Film muazzam olacak!'' diye haykırıyor.
Matthew Vaughn Kuralını Bozdu!
Eğer ilk filmin yönetmeni Matthew Vaughn'u takip etmekteyseniz, kendisinin devam filmlerinde dönmediğini bilirsiniz. Kick-Ass çok eğlenceli bir filmken, Kick-Ass 2'nin vasat bile denemeyecek kadar kötü olmasının sebebi budur. X-Men filmlerinin hiçbirinin First Class seviyesine çıkamayışının sebebi de budur. Ama Vaughn, ünlü kuralını Kingsman 2 için bozdu ve Golden Circle ile Kingsman'larımızı bir kez daha kendisinin gözünden izlemiş olacağız.
Bir Kilise Sahnesi Daha Görür müyüz? Vallahi de Görebiliriz!
İlk filmdeki kilise sahnesi filmin doruk noktasıydı. Bu filmde öyle bir sahne görecek miyiz, bilemiyoruz. Lakin Vaughn geri dönüyor. Bizi şaşırtıp kilise sahnesini gölgede bırakacak bir aksiyon sekansına imzasını atabilir! Bekleyip Göreceğiz!
Colin Firth Dönüyor!
Colin Firth dönüyor lan, daha ne olsun?! İlk filmin sonunda başına beklenmedik şeyler gelen ajanımızın, bu beklenmedik olaylarla nasıl başa çıktığını görmeyi merakla beklemekteyiz.
Çünkü... Çünkü Bi' Sebep Yok Lan Aslında?!
Ben öyle kolay kolay ön yargılarımı kıramam. Uzun yıllar aksiyon filmlerine büyük göz devirdim. İzlemedim, izlediysem bile kendimi o filmi beğenmediğime ikna ettim. Sonra bir arkadaşımın büyük yakarışlarıyla Kingsman'ı izledim hiç bir beklentim olmadan. Ben hayatımda başka bir filmi aynı gün içerisinde iki defa izlediğimi hatırlamıyorum. Totalde de en az 17 kez falan izlemişimdir bu filmi. Sizi bilmem ama, benim bu filme heyecanlanmak için bir sebebe ihtiyacım yok. İyi çıkarsa sevincimden dört köşe olurum, kötü çıkarsa da yazma kabiliyetimin yettiği en ağır eleştiriyi yazarım.
Kingsman: The Golden Circle 22 Eylül'de sinemalarda!
5-Jessica Jones
Netflix/Marvel evrenindeki 4 koruyucudan biri olan Jessica, sert yapısı ve olaylar karşısındaki zeki ve soğukkanlı tutumlarıyla listeye girmeyi hak ediyor.
4-Rust Cohle
True Detective'in 1. sezonunu bambaşka yapan en önemli etken belki de bu karakterdi. Kattığı felsefik havadan tutun tıpkı Thomas Shelby gibi insanı hayran bırakan sigara içişiyle listedeki yerini garantiliyor.
3-Ragnar Lothbrok
Vikinglerin ve gönlümüzün kralı Ragnar, durumlar karşısında yerine göre sert yerine göre sempatik oluşuyla ve gerek verdiği yargılarla ona bu listede yer vermesek ayıp etmiş olurduk.
2-Uchiha Itachi
Kendi klanını katledip sebep olarak gücünü test ettiğini söyleyen Itachi, ultra soğukkanlı ve döneminin en güçlü shinobisi olmasıyla listede olmazsa olmazlardan.
1-Thomas Shelby
Peaky Blinders dizisinin karizma ikonu olan Thomas Shelby, kıvrak zekası, olaylar karşısında ki olağanüstü soğukkanlı tavrı ve olmazsa olmazı sigara içişleriyle gönlümüzün ve zirvenin sahibi.
1- Peter Parker!
Birçok kişinin çizgi romanlara başlama sebebi olan Ağ-Kafa tabi ki de ilk sırada. Okul hayatı boyunca ciddi zorluklar yaşadı ancak şu an bir şirket sahibi! Aslında birçok kişi onu örnek alabilir! Neden mi? Çünkü hem anne ve babası hem de amcası öldü ancak o bırakmadı ve yoluna devam etti. Bence iki kimliğinde de birçok karakterden daha başarılı.
2- Miles Morales!
Evet bir diğer Spider-Man! Kendisinin çok zorlu bir hayatı olduğu söylenemez ama değişik bir hayatı olduğu kesin. İki farklı evrende eğitim almak özgeçmişe yazılabilecek bir şey bence. Aslında süper kahramanlıkta bu kadar acemi olması biraz zorlaştırıyor; but who cares?
3- Billy Batson!
Aslında Billy'nin gerçekten bir öğrenci olduğu söylenemez. Çünkü amcası onu sokağa attığında uzun süre sokakta yaşadı ve dolayısıyla eğitim görmedi. Ta ki New 52'ye kadar. New 52'de yeni ailesi sayesinde okula da başladı.
4- Riri Williams!
Annesi başka biriyle evlendikten sonra içine kapanan ve kendini derslerine veren Riri çok asosyal birisiydi. Bu da derslerinde başarılı olmasını sağladı. Üvey babası ve en yakın arkadaşı da bir saldırıda ölünce yine annesiyle kaldı ve üniversiteyi bıraktı. Şimdi ise Tony Stark'ı yardımcısı gibi kullanıyor!5- Tüm X-Men'ler!Evet, listemizin 5. sırasını biri değil birileri alıyor! Çizgi roman camiasının en popüler okulunda, Profesör X'in evlatları gibi baktığı X-Men ekibi de listemizde.
6- Damian Wayne!Listede olma sebebi lüks yaşamı ve bu kadar rahat bir şekilde eğitim alması. Düşünsenize uşağınız gelip size ders anlatıyor ne kadar da güzel. İstediğinde çık git!
Geçmiş yılın, yani 2016'nın E3'ü ile çoğu firma büyük oyun duyurularıyla bizi çıldırtmıştı. Kimimiz God of War ile duvarları kemirdik, kimimiz Spider-Man ile coşmuş, kimizmiz de Battlefield 1'in etkisiyle mauserlerini hazırlamaya başlamıştı. Ardından gelen gamescom16 etkinliğinde de bu oyunların gameplay videoları ile şenlenmiştik. Bu sene E3 maalesef sönük geçince Gamescom bizi pek heyecanlandırabilecek materyaller ile uğurlamadı. Ancak şeytan detaylarda gizli diyor, adım adım incelememize başlıyoruz.
XBOX ONE X
Mevcut nesilin konsollarının kompakt oyun servisi oluşunu unutup PC formatına yönelmelerine çalıştığını izlediğimiz, daha güçlü makinaların birbirine sıra dayağı çektiği bir nesle geldiğimiz günlerde Microsoft True 4K gaming kartını oynadı ve XBOX ONE S'e daha alışamadan çat diye yüzümüze XOX'i vurdu (hehe). 4K olayı tabii ki hoş, ama ne konsol dünyasına bir yenilik getirmiş oldu (PS4 Pro) ne de exclusive oyun kartını kullanabilecek durumda değil; zira Microsoft Apple gibi PC/XBOX paralel bir ekosistem yürütmeye çalışıyor ama dertlerini anlayabilmiş değiliz. Bir de bu konsola neden 2900TL verelim, anlamadık. Zaten kaçımızın evinde 4K TV var ki (yazar ağlıyor)...
EA- STAR WARS BATTLEFRONT II
EA'in ilk Battlefront ile bizi hayal kırıklıklarına gark ettirmesi üzerine bu sene duyurduğu Battlefront II ile oyunun tüm SW dönemlerini kapsayacağını açıklamaları ile çoğu fanatik ön siparişe saldırdı bile. Gamescom esnasında ise oyuncularla geçtiğimiz oyunda bulunan uzay savaşı modunun gelişmiş hali olan Starfighter Assault trailerı paylaşıldı. Önceki oyundaki sadece vuruşkan araçlar oynadığımız sıkıcı mod iyileştirilmiş, mod içi senaryo ve her gemiye ayrı anlam yüklenmiş. 20 dakikalık bir oynanış videosuna ise şuradan tıklayabilirsiniz. Cüzdan neredeydi ya?
PUBG ve Turnuva
Bildiğiniz gibi PUBG (Kısaltma olarak bilmeyenler için ; Player Unknown's Battlegrounds) ortalığı erken erişime girdiğinden beri kasıp kavuruyor. CS:GO gibi bir oyunu tahtından indiren bir oyun yani bu.
Ama asıl konumuz şu ; Gamescom 2017'de ilk PUBG Dünya Şampiyonası düzenlendi. Ve bizim ülkemizden de PUBG'de ismini duyurmuş 4 önemli yayıncı da katıldı. Ve aslında gayet iyi bir performans ta sergilediler. Ancak sorun şu :
Bende PUBG'yi oynama fırsatı buldum ve oyun aslında ufakta olsa şansa dayalı. Yani bir oyun eğer ki bir şehre gidip silah alırsanız, o silahın aynısını öbür oyun bulamayabiliyorsunuz. Ve şansınız yaver giderse silahınıza kavuşup etrafa korku salmaya başlayabiliyorsunuz.
Böylesine bir şekilde işleyen bir oyunun rekabetçi bir oyun yapılmaya çalışılması bana çok aşırı saçma geldi. Tabii aynı zamanda ülkemizin başarısından dolayı mutluyum, ancak şans meselesi içeren bir oyunun rekabetçi olması cidden iyi fikirmi?
Eğer ki yapılacak ise özel bir modu olmalı.
Mesela herkes indiği zaman bir silahı olsun ve herkes farklı yere konuşlansın. Ancak işte burda oyunun ana olayı kaçıyor. Zaten oyunun ana olayı yere inip loot yapıp oyuncuları alaşağı edip oyunu kazanmak. Bu yüzden bu rekabette hep bir pürüz olacak. Şanslı olan kazanmış olacak.
Bu oyunda Faker olsanız bile silahınız yoksa bir hiçsiniz.
Genel olarak:
Gamescom 2017 çöp. Evet çöp. Bildiğin çöp diye yığılmış bir oyun fuarı olan oyun fuarı. Bu biraz sert mi oldu?
Öncelikle evet oyun fuarı sonuçta ancak E3 ün yanında hiç bir şey kalıyor. Gamescom bildiğiniz artık bu sene "E3 te ne varsa onu daha ön plana çıkaralım fuarı" olmuş.
Peki bu kötü müdür? Yerine göre evet. Ama iyi yanı da şu ; Amerika'ya gidemeyen Avrupalılara E3 ün ufak bir özeti sunuldu. Playstationsız ve birkaç firmasız tabii.
Biz Paris Game Show ve Playstation Experience'tan daha umutluyuz. Umarız geçen seneki gibi güzel süprizlere sahne olurlar.
Gelen onca eleştiriden sonra izleyip izlememek konusunda kararsız kalmış ancak dedikleri kadar var mıymış merakıyla gitmiştim. Size şu kadarını söyleyebilirim ki; harbiden dedikleri kadar varmış.
Dizinin pek çok problemi var. Ama aralarından en büyüğü, buram buram ucuzluk kokuyor oluşu. Replikler ucuz, kostümler ucuz, mekanlar ucuz. Zamanında haberini yapmıştık zaten, dizinin bilerek ve istenerek ucuza getirtildiğini. Hikaye ve tarz olarak Game of Thrones seviyesi bir dizi ortaya çıkarılabilecekken, riskin de getirdiği korkuyla ortaya The Flash seviyesi bir iş çıkmış. Az parayla çok kazanılmaya çalışırken, harcanan o az paraya da yazık olmuş.
Oyuncular, Iwan Rheon hariç, pek bilindik simalar olmamalarının da etkisiyle beni ne etkilediler ne de şaşırttılar. Ha, daha iyi seçimler olabilirmiymiş, tabi ki. Ama daha iyi oyuncular olsaydı bile ortaya çıkan şeyin kalitesi değişir miydi bilemiyorum. Sonuçta Marvel bile güvenmemiş kendi projesine, beğenmek bizim neyimize?
XBOX ONE X
Mevcut nesilin konsollarının kompakt oyun servisi oluşunu unutup PC formatına yönelmelerine çalıştığını izlediğimiz, daha güçlü makinaların birbirine sıra dayağı çektiği bir nesle geldiğimiz günlerde Microsoft True 4K gaming kartını oynadı ve XBOX ONE S'e daha alışamadan çat diye yüzümüze XOX'i vurdu (hehe). 4K olayı tabii ki hoş, ama ne konsol dünyasına bir yenilik getirmiş oldu (PS4 Pro) ne de exclusive oyun kartını kullanabilecek durumda değil; zira Microsoft Apple gibi PC/XBOX paralel bir ekosistem yürütmeye çalışıyor ama dertlerini anlayabilmiş değiliz. Bir de bu konsola neden 2900TL verelim, anlamadık. Zaten kaçımızın evinde 4K TV var ki (yazar ağlıyor)...
EA- STAR WARS BATTLEFRONT II
EA'in ilk Battlefront ile bizi hayal kırıklıklarına gark ettirmesi üzerine bu sene duyurduğu Battlefront II ile oyunun tüm SW dönemlerini kapsayacağını açıklamaları ile çoğu fanatik ön siparişe saldırdı bile. Gamescom esnasında ise oyuncularla geçtiğimiz oyunda bulunan uzay savaşı modunun gelişmiş hali olan Starfighter Assault trailerı paylaşıldı. Önceki oyundaki sadece vuruşkan araçlar oynadığımız sıkıcı mod iyileştirilmiş, mod içi senaryo ve her gemiye ayrı anlam yüklenmiş. 20 dakikalık bir oynanış videosuna ise şuradan tıklayabilirsiniz. Cüzdan neredeydi ya?
PUBG ve Turnuva
Bildiğiniz gibi PUBG (Kısaltma olarak bilmeyenler için ; Player Unknown's Battlegrounds) ortalığı erken erişime girdiğinden beri kasıp kavuruyor. CS:GO gibi bir oyunu tahtından indiren bir oyun yani bu.
Ama asıl konumuz şu ; Gamescom 2017'de ilk PUBG Dünya Şampiyonası düzenlendi. Ve bizim ülkemizden de PUBG'de ismini duyurmuş 4 önemli yayıncı da katıldı. Ve aslında gayet iyi bir performans ta sergilediler. Ancak sorun şu :
Bende PUBG'yi oynama fırsatı buldum ve oyun aslında ufakta olsa şansa dayalı. Yani bir oyun eğer ki bir şehre gidip silah alırsanız, o silahın aynısını öbür oyun bulamayabiliyorsunuz. Ve şansınız yaver giderse silahınıza kavuşup etrafa korku salmaya başlayabiliyorsunuz.
Böylesine bir şekilde işleyen bir oyunun rekabetçi bir oyun yapılmaya çalışılması bana çok aşırı saçma geldi. Tabii aynı zamanda ülkemizin başarısından dolayı mutluyum, ancak şans meselesi içeren bir oyunun rekabetçi olması cidden iyi fikirmi?
Eğer ki yapılacak ise özel bir modu olmalı.
Mesela herkes indiği zaman bir silahı olsun ve herkes farklı yere konuşlansın. Ancak işte burda oyunun ana olayı kaçıyor. Zaten oyunun ana olayı yere inip loot yapıp oyuncuları alaşağı edip oyunu kazanmak. Bu yüzden bu rekabette hep bir pürüz olacak. Şanslı olan kazanmış olacak.
Bu oyunda Faker olsanız bile silahınız yoksa bir hiçsiniz.
Genel olarak:
Gamescom 2017 çöp. Evet çöp. Bildiğin çöp diye yığılmış bir oyun fuarı olan oyun fuarı. Bu biraz sert mi oldu?
Öncelikle evet oyun fuarı sonuçta ancak E3 ün yanında hiç bir şey kalıyor. Gamescom bildiğiniz artık bu sene "E3 te ne varsa onu daha ön plana çıkaralım fuarı" olmuş.
Peki bu kötü müdür? Yerine göre evet. Ama iyi yanı da şu ; Amerika'ya gidemeyen Avrupalılara E3 ün ufak bir özeti sunuldu. Playstationsız ve birkaç firmasız tabii.
Biz Paris Game Show ve Playstation Experience'tan daha umutluyuz. Umarız geçen seneki gibi güzel süprizlere sahne olurlar.
Gelen onca eleştiriden sonra izleyip izlememek konusunda kararsız kalmış ancak dedikleri kadar var mıymış merakıyla gitmiştim. Size şu kadarını söyleyebilirim ki; harbiden dedikleri kadar varmış.
Dizinin pek çok problemi var. Ama aralarından en büyüğü, buram buram ucuzluk kokuyor oluşu. Replikler ucuz, kostümler ucuz, mekanlar ucuz. Zamanında haberini yapmıştık zaten, dizinin bilerek ve istenerek ucuza getirtildiğini. Hikaye ve tarz olarak Game of Thrones seviyesi bir dizi ortaya çıkarılabilecekken, riskin de getirdiği korkuyla ortaya The Flash seviyesi bir iş çıkmış. Az parayla çok kazanılmaya çalışırken, harcanan o az paraya da yazık olmuş.
Oyuncular, Iwan Rheon hariç, pek bilindik simalar olmamalarının da etkisiyle beni ne etkilediler ne de şaşırttılar. Ha, daha iyi seçimler olabilirmiymiş, tabi ki. Ama daha iyi oyuncular olsaydı bile ortaya çıkan şeyin kalitesi değişir miydi bilemiyorum. Sonuçta Marvel bile güvenmemiş kendi projesine, beğenmek bizim neyimize?
1 yorum:
Vay dıt
Yorum Gönder