SECRET EMPİRE #0[Ç.İ.]- ''BİR EFSANENİN NASIL BİTTİĞİNİN HİKAYESİ...''
DİKKAT! Yazı Marvel Çizgi Roman evrenine dair önemli SPOILER'lar içermektedir. Eğer devamlı bir takipçisi değilseniz, bu yazıyı okumanız tavsiye edilmez.
Bu yeni event'imizin temeli, Captain Americe: Steve Rogers #7 ve Uncanny Avengers #20 ile başlıyor diyebiliriz. Ancak seride önemli bir yer kaplayan Kobik adlı karakterimizin de kim olduğunu öğrenmek isterseniz Thunderbolts serisine de bir göz atmanızı öneririm. Kobik kim derseniz, Tesseract'ın vücut bulmuş hali ve Cap işte bahsettiğim bu Thunderbolts serisinde onu Bucky'e teslim etmişti. Eğer yapmanız gereken hazırlık bölümünü geçtiysek isterseniz ana yemeğimizi daha da bekletmeyelim, ha?
Aslında her şey, 75 küsür yılı aşkın süredir, belki de Amerikan rüyasının somut hali, dürüstlük timsali Steve Rogers'ın ağzından çıkan "Hail Hydra!" sözleri ile başladı her şey. Çünkü Marvel, verdiği ani bir karar ile yılların Hydra düşmanını bir anda onun müttefiki, içinden biri haline getirivermişti. Biz de haliyle şaşırmış, hatta bu radikal karara sinirlenenlerimiz bile olmuştu. Ancak koskoca firma ne yaptığını biliyor olmalıydı, değil mi?
Ben yarattıkları bu yeni hikayeyi, ilk kelimesinden itibaren beğenen ve yeniliklere de açık biri olarak gittikleri bu seçimi yadırgamayan biri olarak, seriye devam ettim. Bir noktada Cap, SHIELD'ın başına geçti. Sonra bu yetmemiş olacak ki, HYDRA'nın başına geçti. Ki bunu yaparken de elini kana bulamaktan vazgeçmedi, eski lideri Red Skull'u gözünü kırpmadan öldürdü. Peki buraya kadar her şey çok güzel, ancak hepimizin aklındaki bariz sorudan bahsedelim biraz da: ''Cap bu hale nasıl geldi?'' Beyni mi yıkanmıştı, bu paralel evrenden gelen bir klon muydu, yoksa gerçek Steve Rogers en başından beri Hydra'ya çalışan bi hain miydi? Biz zamanında bu konular üzerine çok kafa yormuş, teoriler üretmiştik. Ancak her şey geçtikten sonra elimizde kalan argüman ne beklenildiği kadar tatmin ediciydi ne de öyle aman aman bir hikayeye gidecek gibiydi: Cap'ın Hydra saflarına geçişinin tek sebebi, Kobik adlı abimizin Cap'ın zihnindeki anıları değştirip, Hydra ile bağıntılı yeni anılar koymasıydı. Hani Cap'ın ailesinin Hydra ile bağlantılı olduğu, çocukken Zemo ile bahçelerde koşuşturduğu anılar. Hani şu mor maskeli adam... Her neyse. Şimdiyse Captain America'nın solo serisinde başlayan bu hikaye, tüm Marvel evrenini etkileyen bir olay örgüsüne dönüştü.
İlk defa bir serinin ana kötüsü olacak Captain America ve kankası Zemo'nun topladığı adamlar ile diğer kahramanlarımızın birbirine gireceği serimiz, 6 sayı sürecek. Şimdiden serinin gidişatı ile ilgili bir şey söylemek zor ancak ileriki bir süreçte, bu sayıda da karşımıza çıkan Madame Hydra ve ekibi Cap'e ve adamlarına içten bir savaş açabilir, hatta bir noktada kahramanlarla iş birliği bile yapabilirler.
Hikayesi kısaca bu olan seriden cidden beklentim yüksek. ANAD saçmalığından sonra kendini toparlamaya yavaş yavaş başlayan Marvel, belkide son dönemdeki en önemli virajına giriyor. Bir de bu event'ten sonra 18 ay boyunca önemli bir event'in olmayacağını düşünürsek bunu batırmaları hepimizin hayrına olacaktır. Seriyi Nick Spencer yazacak ve Daniel Acuna çizecek. Captain America: Steve Rogers serisindeki başarısından sonra Spencer'dan iyi bir iş bekliyorum. Bir sonraki sayıya kadar, esen kalın sevgili geek dostlarım!
Bu yeni event'imizin temeli, Captain Americe: Steve Rogers #7 ve Uncanny Avengers #20 ile başlıyor diyebiliriz. Ancak seride önemli bir yer kaplayan Kobik adlı karakterimizin de kim olduğunu öğrenmek isterseniz Thunderbolts serisine de bir göz atmanızı öneririm. Kobik kim derseniz, Tesseract'ın vücut bulmuş hali ve Cap işte bahsettiğim bu Thunderbolts serisinde onu Bucky'e teslim etmişti. Eğer yapmanız gereken hazırlık bölümünü geçtiysek isterseniz ana yemeğimizi daha da bekletmeyelim, ha?
Aslında her şey, 75 küsür yılı aşkın süredir, belki de Amerikan rüyasının somut hali, dürüstlük timsali Steve Rogers'ın ağzından çıkan "Hail Hydra!" sözleri ile başladı her şey. Çünkü Marvel, verdiği ani bir karar ile yılların Hydra düşmanını bir anda onun müttefiki, içinden biri haline getirivermişti. Biz de haliyle şaşırmış, hatta bu radikal karara sinirlenenlerimiz bile olmuştu. Ancak koskoca firma ne yaptığını biliyor olmalıydı, değil mi?
Ben yarattıkları bu yeni hikayeyi, ilk kelimesinden itibaren beğenen ve yeniliklere de açık biri olarak gittikleri bu seçimi yadırgamayan biri olarak, seriye devam ettim. Bir noktada Cap, SHIELD'ın başına geçti. Sonra bu yetmemiş olacak ki, HYDRA'nın başına geçti. Ki bunu yaparken de elini kana bulamaktan vazgeçmedi, eski lideri Red Skull'u gözünü kırpmadan öldürdü. Peki buraya kadar her şey çok güzel, ancak hepimizin aklındaki bariz sorudan bahsedelim biraz da: ''Cap bu hale nasıl geldi?'' Beyni mi yıkanmıştı, bu paralel evrenden gelen bir klon muydu, yoksa gerçek Steve Rogers en başından beri Hydra'ya çalışan bi hain miydi? Biz zamanında bu konular üzerine çok kafa yormuş, teoriler üretmiştik. Ancak her şey geçtikten sonra elimizde kalan argüman ne beklenildiği kadar tatmin ediciydi ne de öyle aman aman bir hikayeye gidecek gibiydi: Cap'ın Hydra saflarına geçişinin tek sebebi, Kobik adlı abimizin Cap'ın zihnindeki anıları değştirip, Hydra ile bağıntılı yeni anılar koymasıydı. Hani Cap'ın ailesinin Hydra ile bağlantılı olduğu, çocukken Zemo ile bahçelerde koşuşturduğu anılar. Hani şu mor maskeli adam... Her neyse. Şimdiyse Captain America'nın solo serisinde başlayan bu hikaye, tüm Marvel evrenini etkileyen bir olay örgüsüne dönüştü.
İlk defa bir serinin ana kötüsü olacak Captain America ve kankası Zemo'nun topladığı adamlar ile diğer kahramanlarımızın birbirine gireceği serimiz, 6 sayı sürecek. Şimdiden serinin gidişatı ile ilgili bir şey söylemek zor ancak ileriki bir süreçte, bu sayıda da karşımıza çıkan Madame Hydra ve ekibi Cap'e ve adamlarına içten bir savaş açabilir, hatta bir noktada kahramanlarla iş birliği bile yapabilirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder