HAFTANIN FİLMLERİ #1- ''WOODY HARRELSON'UN KEL BAŞI, JASON SEGEL'İN DİĞER BAŞI''
0 Comments
Bu hafta HIMYM'daki Barney'nin haftanın her günü asıldığı ilk kızı evine atması üzerinden ilerleyen ''Mükemmel Hafta'' iddiasının film izlemek üzerine kurgulanmış halini tamamladım. Uzun zamadır bunu yapmayı istesem de her seferinde bir gün işim çıkıyor ve haftam aksıyordu. Bu sefer olmadı, amacıma ulaştım. Hatta bazı günlerde birden çok film izleme fırsatına bile eriştim. Onca filmi izledikten sonra da neden bu filmleri sizlerle paylaşmayayım dedim, geçtim bilgisayarımın başına. Vizyon tarihi geçeli çok olmuş filmleri izleyip size izlemenizi ya da izlememenizi söyleyeceğim, belki biraz da filmleri özet geçeceğim bu seriye, vakit buldukça devam etmek istiyorum. O zaman, ilk haftamız ile başlayalım!
Tür- Aksiyon, Komedi, Korku
Kural 1: Bu filmi izlemeden ölmeyin! Korku ve komedi dallarını olabildiğince doğal ve içten bir şekilde birleştirmeyi başaran Zombieland, oyuncuların başarılı kimyası, temelinde bir korku filmi olduğundan ötürü +18 damgalanmasının da getirdiği rahatlık sebebiyle aksiyon odaklı sahnelerinde elini korkak alıştırmaması ve Jesse Eisenberg'ün dinlemesi eğlenceli sunumu ve kuralları ile Zombieland, film maratonum için iyi bir başlangıç oldu.
Tür- Komedi, Drama
Forgetting About Sarrah Marshall, benim için çok büyük bir sürpriz oldu. Alelade bir komedi filmi izleyeceğimi düşünürken, romantizm ve dramayı hikayesine yedirmeyi başarabilmiş, çok samimi bir yapım ile karşılaştım. How I Met Your Mother'ın Marshall'ı Jason Segel'in yazarlığını ve başrolünü üstlendiği filmi ben beğendim. İzlerken hem güldüren, bir yandan da doğallığının da etkisiyle üzebilen sayılı işten biri olmuş.
Tür- Komedi
Forgetting About Sarah Marshall bittiği an aklımda kalan en önemli detaylardan biri de Jason Segel ve Paul Rudd'un ekranda ne kadar uyumlu olduklarıydı. Ben de bu öngörümden yola çıkarak ikilinin beraber rol aldığı diğer filmleri de izlemeye karar verdim. Bu plan dahilindeki ilk durağım I Love You, Man oldu. İkilinin sinerjisine ve Paul Rudd'un başarılı performansına rağmen film benim için Forgetting About Sarah Marshall'dan zayıf kaldı. Bunda duygusal açıdan diğer film kadar güçlü olamamasının yanı sıra, bazı sahneleri hariç o kadar da komik olamadığı gerçeği etkili olmuş.
Tür- Komedi, Drama
Jason Segel ve Paul Rudd ikilisinin beraber yer aldığı bir diğer film olan This is 40'yi izlemeyi sonraki güne bıraktım. Severek izlediğim bir diğer film Knocked Up'a bir nevi sequel olarak çıkan yapımı I Love You, Man'e nazaran daha zevkle izlesem de, bu film de bir Forgetting About Sarah Marshall etkisi yaratamadı bende. Buna rağmen iki çocuklu ve para sıkıntısı yaşayan bir ailenin içinde yaşananlar işin içine biraz da mizah katarak olabildiğince doğal yolla gösterilmeye çalışılmış ve bunda baya başarılı olunmuş.
Tür- Drama
Emma Watson'un Harry Potter maratonundan çıkması ile kestirdiği kısacık saçlarının Logan Lerman ve Ezra Miller'a eşlik ettiği bu ergen dramasını izleme fırsatına daha yeni erişebildim. Bu kadar boğucu filmlerin sonunda genelde getiremesem de, daha ergenliğini tamamlamamış bir birey oluşumun da verdiği gazla filmi sonuna kadar izledim. Açıkcası benim yüksek ilgimi kazanamamış olsa da, filmi sevecek pek çok kişi olacağına inanıyorum. Çünkü film ne kadar boğucu bir havada geçse de, ergenlik döneminde bunalıma giren çocuklar ve onların sorunlarını doğal işlemeyi başarabilmiş.
Tür- Komedi
Dirty Grandpa, Zac Efron gibi yükselişteki bir aktörün yanına ustalar ustası Robert DeNiro'yu getirtebilmiş bir film. Bir kere ilk baştan casting ekibini tebrik etmek gerek. Öte yandan filmin senaristi ve yönetmeni, casting ekibine verdiğimiz tebriği o kadar da hak etmiyor. Yani tamam, komik filmdi, Robert DeNiro'nun çıktığı her sahnede yüzünüzde bir tebessüm beliriyor ama yani... daha da bir şey yoktu sanki. Ha izlenir mi derseniz, tabi ki izlenir. Ama daha da iyi olabilirdi sanki.
Tür- Drama, Komedi
Ölü Ozanlar Derneği diye bir filmin var olduğunu uzun zamandır biliyordum. Ama açıkcası Robin Williams'ın filmlerini incelerken fark etmesem, ne filmin konusunu, oyuncularını bilecek ve nihayetinde de izleyecektim. Ama izledim, geldim ve rahatça diyebilirim ki; bu filmi izlemediğim onca yılıma yazıklar olsun! Hala izleme fırsatına erişemediyseniz, hiç zaman kaybetmeden bir yerlerden edinip izleyin bu filmi. İçiniz ısınacak, ekibin bir parçası gibi hissedecek, yeri gelince ağlayacak, yeri gelince gururlanacaksınız.
Tür- Aksiyon, Macera
Ünlü genç dizisi Power Rangers'ın ilk yüksek bütçeli beyaz perde uyarlaması geçtiğimiz bahar vizyona girdi. Deniz abim zatenbir inceleme yazmıştı blogumuz için, ona da şuradan ulaşabilirsiniz. Ama filmle ilgili uzunca bir incelemeyi okumaktansa, kısa ve öz bir değerlendirme almak istiyenler için şöyle diyebilirim: Beklentim yoktu, bu yüzden izlediğim şey beni çok sarsmadı. Kendi açımdan pek iyi klasmanına yerleştireceğim bir yapım olmamış doğrusu ama sıkıldığınızda açıp izlemenizin de kimseye zararı olmayacaktır.
Tür- Komedi, Animasyon
Filmin başrolünde küfreden, düzüşen, kafayı bulan yiyecekler var. Filmin baş kötüsü Paul Rudd'u, afedersiniz baya k*çına girip kontrol eden bir vajinal şırınga. Steven Hawking'den hallice bir sakız bile var filmde. Ana konu yiyeceklerin insanlara baş kaldırışı. Alttan verilen mesaj ise insanoğlunun dinlere olan bakış açısı ve bunun sosyal ilişkileri nasıl etkilediği. Film Seth Rogen'in elinden çıkma. Kadrosunda Edward Norton, Salma Hayek gibi ödül törenlerinin vazgeçilmez isimleri bulunmakta. Film tamamen animasyon. Bu filmi izleyin. Hemen.
Tür- Komedi, Drama, Savaş
War Machine bizi Brad Pitt'in görmeye alışkın olduğumuz bir tiplemesini, görmeye alışkın olmadığımız bir hali ile buluşturuyor. Aslında War Machine, Brad Pitt'in artık yaşlanmaya başladığını hissetiğiniz ilk film. Tabi bu sizi yanıltmasın, bu durum dehşet oynadığı gerçeğini hiç değiştirmemiş. Film ne kadar güzel olsa da, konu işlenişi ne kadar hoş olsa da, zamane genç kızlarının duvarlarına Brad Pitt posterleri asmayacaklarını bilmek insanı üzüyor.
Tür- Komedi, Aksiyon, Suç
Nice Guys uzun süre radarımda olmasına rağmen izleme fırsatına erişemediğim bir filmdi. Bu hafta izlediğim bir diğer filmdeki sürpriz rolü ile yüzümde bir tebessüm oluşturan Russel Crowe'u yine komedi unsurları bulunan bir filmde izlemek isteyince The Nice Guys'ı açtım. Film aksiyonu, cinselliği ve komediyi ustaca birleştirmeyi başarabilmiş, fevkalade bir iş olmuş. Filmin bu kadar iyi olmasındaki en büyük etken ise Russel Crowe ve Ryan Gosling'in arasındaki sinerjinin tatlılığı.
