VERDUN[O.İ.]- ''SÜREKLİ ÖLSEM NE OLUR BEN CEPHE CEPHE KOŞMAYI SEVERİM!''

Verdun; uzun süre indirime girmesini beklediğim ve yaz indirimleri sayesinde yakaladığım fırsatla birlikte aldığım, Birinci Dünya Savaşı'nın batı cephelerinde geçen bir First Person Shooter (FPS) oyunu. Oyunu satın alır almaz, ilk fırsatta indirdim ve oyuna girdim. Oyunun yarattığı kalite ve bıraktığı etkiye nazaran boyutunun düşük olması beni şaşırttı.

Oyuna ilk girdiğimde önce birkaç saniyelik kısa siyah ekran ile karşılaştım, arkada birtakım asker hoş bir şekilde marş mırıldanıyordu. Oyun beni buradan etkiledi diyebilirim. İlk girdiğimde, karşıma ufak bir kılavuz çıktı. Kılavuzda, kısaca az sonra anlatacaklarımdan bahsediliyordu. Okuyup geçtikten sonra "Find Match" kısmından ilk oyunuma girdim. Oyunda gördüğüm kadarıyla dört mod var. Fakat iki mod oyuncular arasında popüler: Deathmatch ve Frontlines.

Deathmatch, her oyundan alışık olduğumuz TDM modudur. İki taraf, öldükten hemen sonra doğmak suretiyle birbiriyle savaşır.

Frontlines ise oyunun asıl ve en çok oynanan modudur. Farklı cephelerde "Squad" yani takım halinde savaşırsınız. Her takımda dört farklı sınıf vardır: Gunner, Bomber, Rifleman ve Corporal. Oyunun asıl amacı düşman hattını yarmak, düşman kontratağa geçtiğinde ise geri çekilerek bulunduğunuz hattı savunmaktır.

Açık konuşmak gerekirse ilk üç sınıfın pek farkını göremedim. Bomber sınıfında tabancanız olmuyor fakat el bombanız oluyor, Rifleman'ın ise tabancası oluyor fakat bombası olmuyor vesaire. Böyle ufak şeyler var. Asıl iş Corporal sınıfında.


Corporal, oynaması zor fakat zevkli bir sınıf. Bulunduğunuz takımın subayı(rütbelisi veya lideri de denebilir) oluyorsunuz. Elinizde sadece tabanca var. Tüfek kullanamazsınız. Takımınız, sizin bulunduğunuz yerde durmak ve sizi koruyarak cephe hattını savunmak / yarmakla görevlidir. Benim kullanma fırsatım olmadı fakat bildiğim kadarıyla emir de verebiliyoruz. 

Oyunu genel olarak tanıttıktan sonra, gelelim atmosfere. Öncelikle şunu söylemem gerekiyor ki oyunun atmosferi beni yeteri kadar tatmin etse de oynanış ve verdiği zevk gerçekten beklentimin çok altındaydı. Silahlar, hareketler ve ortam çok iyi; buna karşılık oyundaki kaos ortamı insanın sinirini bozuyor. Halk tabiriyle "kimin eli kimin g*tünde belli değil'!". Kendi cephenizde mağrur mağrur sürünürken bir anda kör kurşuna kurban gidebiliyor, takımınızla beraber spawn olduğunuz noktada bir bomba yüzünden doğduğunuz an ölebiliyor, tecrübeli oyuncuların çerezi oluyorsunuz. Oyunu öğrenene kadar çok çekeceksiniz. Bu yüzden oyuna ufak bir rank sistemi getirilmeli ve tecrübesizler ayrı bir serverda oynatılmalı. Bu kesinlikle gerekli. Yoksa oyunun müthiş atmosferi ve yapısının yanında aldığınız zevkle beraber oyunu indirimden edinmediyseniz verdiğiniz para boşa gidiyor.

Oyun içerisinde dipçik vurabilir, silahınızı geliştirebilir, hatta ve hatta gördüğünüz o masum dikenli tellere takılıp ölebilirsiniz. Klavyenizdeki "shift" tuşuyla nefesinizi tutarak daha iyi nişan alabilirsiniz.


Nişan demişkten, oyunun nişangah sisteminden gram zevk alamadım diyebilirim. Sağ tık yapıp nişan aldığınızda, nişan aldığınız düşmanı bile göremiyorsunuz. Gez, göz, arpacık tutturmaya çalışmışlar fakat oyun çok gerçekçi olduğu ve kimse yerinde durmadığı için nişan alarak adam vurmak biraz zor. Bunun yanında, nişan almadan adam vurmak daha zor. 

Oyun, almaya değer mi? Eğer bir indirimde 15 lira dolaylarında veya daha az bir fiyata alacaksanız değer. Fakat şuanki haliyle acemilerin korkulu rüyası olan oyun, indirimsiz halinde on beş lira'dan fazla parayı zannımca hak etmiyor. Dünya savaşı manyağı olan, silahlara bayılan, "Sürekli ölsem ne olur ben oyunda cephe cephe koşmayı severim" diyen biriyseniz aradığınız oyundur Verdun. Ayrıca, arkadaşlarınıza ismini söylediğinizde ortamda bir Karadeniz havası yaratıp "Hayır vermedum" gibi esprilere de mağdur kalabilirsiniz. Böyle durumlarda ortamdan hemen uzaklaşarak iki el cephe savaşı yapmanız önerilir. İyi oyunlar!

Hiç yorum yok: