HAYVAN DÜŞÜNEMEYEN BİR İNSANDIR- ERAY'LA GECE GECE DELİRMECELER #3

Geçen yazımda; savaş tarihinden, Habil ve Kabil kavgasının nasıl imparatorluklar ve medeniyetler kurduğundan, basit bir taştan nükleer başlıklı füzelere nasıl geldiğimizden bahsetmiştim. Bildiğiniz gibi, savaşı kazandıran güç ve teknolojidir. Toplar patlar, tüfekler yarışır, uçaklar havalanır, denizler köpürür, en sonunda karada tek bir bayrak dalgalanır: Zaferi kazananların bayrağı! Zafer, bazen Stalingrad kadar zorludur. Hem doğaya, hem hırsa, hem inanca, hem güce, hem de mekaniğe karşı savaşırsınız. İkinci dünya savaşında "Alman Teknolojisi" diye bir şey vardı ki, akıllara zarar. Jagdpanzer'ler, Tiger'lar, Horten Ho-IX'ler, hatta ve hatta dünyanın hiç görmediği bir canavar olan Schwerer Gustav bile vardı! Yüzyıllar önce, biz birbirimize kılıçlarla savaş ilan ederken hayvanlar birbirini ısırmakla, pençelemekle meşguldü. Biz Schwerer Gustav'ı yaptığımızda, onlar yine birbirini ısırıyordu. Şimdi, Mars'a koloni kuracağız fakat hayvanlar hala pençeleriyle ve sivri dişleriyle meşguller. Neden mi?Çünkü onlar düşünemiyorlar. İnsanlığı rezil de, vezir de edebilecek tek organ beyindir. Çünkü düşünme ve karar verme olayları orada gerçekleşir.


Hayvanlar alemi, insanlardan farklı olarak hep tektip ve ilkeldir. Hayvanlar hatalardan ders alamaz, yeni stratejiler yaratamaz ve "teknoloji" geliştiremezler. Çünkü hayvanlar aleminde güce ulaşma yolu düşünsel değil, hisseldir. Hayvan düşünemediği için hisleriyle hareket eder. Tıpkı sakince yaklaştığınız bir kuşun hemencecik panikleyip kaçması, su içen Zebraların sürekli etrafı gözetlemesi gibi. Kuş sizi incelemeyi, zebra ise kendine yeni bir yaşam alanı bulmayı veya daha önce karşılaştığı saldırılardan ders almayı düşünmez. Çünkü düşünemez. Sadece hisleriyle hareket eder, hisleriyle yaşar, onlarla güçlenir, onlar olmadan da yok olur. Fakat biz de olduğu gibi, hayvanlarda da olan bir korku var: Yok edilme korkusu. Bu yüzden kaçarlar, yakalarlar, en üstte olmak için gerekirse kendi ırklarından olanlara bile saldırırlar. Tıpkı bizim gibi.

Peki biz güce nasıl ulaşırız? Etlerimizi çiğneyerek mi? Birbirimize taş atarak mı? Hayır. Güce ulaşmak isteyen hayan fiziğini, güce ulaşmak isteyen insan ise beynini geliştirir. Aramızdaki fark budur. Ortak amaç, güce ulaşmakken farklı yollar izlenir. Güce ulaşmak için beynini kullanmak, dişlerini kullanmaktan daha tehlikelidir.


Bundan yaklaşık bir asır evvel mükemmel konuşmaları, fevkalade planları ve Alman halkına hitap eden geleceğiyle 3. Reich İmparatorluğu meydana geldi. Bir teknoloji devi olmanın yanısıra Versay anlaşmasını hiçe sayan vatanseverler, Almanya'yı güçlendirecek aydınlar olarak görülüyorlardı. Alman teknolojisi, her zaman dünyanın hayran kaldığı teknoloji olmuştur. Aynı zamanda Alman askeri tipi (Prusya Militarizmi) de Türkler dahil birçok ulus tarafından kullanılan bir tiptir. Savundukları şey, Almanların tamamiyle üstün ırk olduklarıydı. Tıpkı hayvanlar gibi, güce ulaşarak ne pahasına olursa olsun en üste çıkmayı istiyorlardı.

İnsanlığın yarattığı Faşizm dalgası ile milyonlarca insan öldü, ev yıkıldı, çocuk katledildi. Burada tek suçlu Faşizm değil, ondan yarar kazanmak isteyen Emperyal ve kapitalist devletler de vardı. İki tarafın birleşmesiyle ortaya çıkan savaş, çok büyük kayıpların oluşmasına neden oldu. Teknoloji, saniyelerle eş oranda gelişiyordu. Herkes en öndeki olmak için yarışıyor, yok ediyor, parçalıyor ve düşünüyordu. Savaşın sonunda, insanlar bir daha böyle şeyler yapmamak için antlaşmalar imzaladı. Fakat işe yarar mı? Tabii ki yaramadı. Bizler insanız, güce aşığız ve ona ulaşmak için ırkımızı bile yok etmeye hazırız.



İşte düşüncenin tehlike yarattığı nokta, güce ulaşmak için ırkını bile yok etmeye hazır olan türlere bir karanlık gibi çökecektir. Yüzlerce yıl insanların düşünen bir hayvan olduğuna inandık, güce ulaşmak için yok etmek isteyen onlar mıydı, yoksa güce ulaşma hırsıyla dünyayı kurutan bizler miydik? Hayvanlara biraz fazla yüklenmiyor muyuz? Sonuçta bu dünyaya bizden fazla zararı olan canlı türü yok. Size yeni bir soluk kazandırıyorum: Hayvan, düşünemeyen bir insandır!

Hiç yorum yok: