Yazıya başlamadan önce belirtmek isterim, dizinin bir Netflix yapımı olması insana başlamadan rahatlık veren bir etken. Ayrıca aynı anda tüm bölümlerinin yayınlanıyor olması da bizler içib büyük bir artı. İlk 8 bölümü ünternet üzerinden yayınlanan bu dizinin, 2. sezonu gelir mi emin değilim, zaten daha resmi bir açıklama yapılmış da değil. Belki bozulur korkusu vardır uzarsa diye, yapımcılarda. Ama bana soracak olursanız, düşünmeden cevabım ''Evet gelsin, LÜTFEN!!!'' olur. Böyle bir dizi bir daha bu dünyaya gelmez arkadaşlar! Buyrun yazıma geçelim, daha kapsamlı bir şekilde tartışalım:
Başlıkta da belirttiğim gibi yazım spoiler içermemekte, sadece konunun üzerinde kısa bir özet geçmeyi planlıyorum.
Stranger Things, tam bir geek hazinesi. İzlerken fark ettiğiniz göndermeler ve minik minik easter egg'leri gördükçe insanın içi neşeyle doluyor vallahi! Star Wars'tan tutun, Lord of the Rings'e pek çok popüler kültür efsanelerine minik referanslarda bulunuyor dizi 8 bölüm boyunca. Ayrıca 80'li yılların havasını da iyici hazmeden ve bizlere başarıyla sunan dizi o dönemin rock gruplarına da gö kırpıyor. göndermeleri bir yana efekleri ile de insana huzur veren dizi, pek çok ''Bana mısın?'' diyen diziye kafa tutacak derecede güzel bir kareografiye sahip. Flash'la, GoT'la falan kapışır yani, benden söylemesi...
Dizinin genel havası gizem dolu ve olaylar ilerlerken şimdi ne olacak merakı sizleri diziye bağlıyor ve 8 bölüm boyunca tüm gerilimini sizlere hissettiriyor. İzlerken sanki 8 saatlik bir film seyrediyormuş hissiyatına kapılıyor, başladığınız anda duramıyorsunuz. Pekala genel olaylara değindiğimize göre biraz da konudan bahsedelim, ne dersiniz ha?
Başlıkta da belirttiğim gibi yazım spoiler içermemekte, sadece konunun üzerinde kısa bir özet geçmeyi planlıyorum.
Stranger Things, tam bir geek hazinesi. İzlerken fark ettiğiniz göndermeler ve minik minik easter egg'leri gördükçe insanın içi neşeyle doluyor vallahi! Star Wars'tan tutun, Lord of the Rings'e pek çok popüler kültür efsanelerine minik referanslarda bulunuyor dizi 8 bölüm boyunca. Ayrıca 80'li yılların havasını da iyici hazmeden ve bizlere başarıyla sunan dizi o dönemin rock gruplarına da gö kırpıyor. göndermeleri bir yana efekleri ile de insana huzur veren dizi, pek çok ''Bana mısın?'' diyen diziye kafa tutacak derecede güzel bir kareografiye sahip. Flash'la, GoT'la falan kapışır yani, benden söylemesi...
Dizinin genel havası gizem dolu ve olaylar ilerlerken şimdi ne olacak merakı sizleri diziye bağlıyor ve 8 bölüm boyunca tüm gerilimini sizlere hissettiriyor. İzlerken sanki 8 saatlik bir film seyrediyormuş hissiyatına kapılıyor, başladığınız anda duramıyorsunuz. Pekala genel olaylara değindiğimize göre biraz da konudan bahsedelim, ne dersiniz ha?
Konuyu kısaca özetleyelim:
''Arkadaş canlısı, hayatında her şeyi düzgün
olan bir çocuk aniden ortadan kaybolur. Bu gizemli kayboluşun ardından ailesi
ve yerel polis çocuğu aramaya başlar ancak ellerinde hiçbir şey yoktur ta ki
gizemli bir başka kız ortaya çıkana kadar.''
Aslında baktığımızda çok sıradan bir gerilim filmi konusuna sahip olan yapım, bir noktadan sonra olayları öyle bir noktaya bağlıyor ki izlerken ''Vay bee!!!'' demeden edemiyordunuz. Yazıyı yazma amacım diziye yeni insanlar çekmek olduğundan spoiler vermemeye çalışıyor ve affınıza sığınarak dizinin konusundan uzaklaşmak istiyorum. Aklımda canlandıkça, sizlere bir şeyler aktarmak istiyorum çünkü...
Dizinin oyuncu kadrosunda ise ünlü Makas Eller filminden tanıyabileceğiniz Winona Ryder ve Kanunun Ötesinden filminden biliyor olma ihtimaliniz olan David Harbour bulunmakta. Kaybolan çocuğun annesini canlandıran Ryder, ilk başlarda biraz abartı bir performans sergilese de ilerleyen bölümlerde daha akla yatkın duygularla oynamaya başlıyor. Harbour'un canlandırdığı kasaba şerifi rolüne ise baya yakışmış desem yalan olmaz. Ancak dizide parlaması gereken birileri varsa o da kesinlikle çocuk oyuncular olmalı. Her biri kendi çağında muhteşem performanslar sergilemişler kesinlikle.
Aslında baktığımızda çok sıradan bir gerilim filmi konusuna sahip olan yapım, bir noktadan sonra olayları öyle bir noktaya bağlıyor ki izlerken ''Vay bee!!!'' demeden edemiyordunuz. Yazıyı yazma amacım diziye yeni insanlar çekmek olduğundan spoiler vermemeye çalışıyor ve affınıza sığınarak dizinin konusundan uzaklaşmak istiyorum. Aklımda canlandıkça, sizlere bir şeyler aktarmak istiyorum çünkü...
Dizinin oyuncu kadrosunda ise ünlü Makas Eller filminden tanıyabileceğiniz Winona Ryder ve Kanunun Ötesinden filminden biliyor olma ihtimaliniz olan David Harbour bulunmakta. Kaybolan çocuğun annesini canlandıran Ryder, ilk başlarda biraz abartı bir performans sergilese de ilerleyen bölümlerde daha akla yatkın duygularla oynamaya başlıyor. Harbour'un canlandırdığı kasaba şerifi rolüne ise baya yakışmış desem yalan olmaz. Ancak dizide parlaması gereken birileri varsa o da kesinlikle çocuk oyuncular olmalı. Her biri kendi çağında muhteşem performanslar sergilemişler kesinlikle.
Son olarak şu soru ile de yazımı bitireyim:
-Öncelikle gizem polisiye ve bilim kurguyu bir arada seviyorsanız bu dizi tam
size göre.
-Gizemli ve kendini hemen izletiyor, oyunculuklar muhteşem ve Imdb puanını da kesinlikle hak ediyor bana soracak olursanız.
-Bilimsel bir dili var dizinin ayrıca. İşte pararel evrenler, metafizik falan hakim bu diziye.
-Müzikleri de inanılmaz güzel.
Diyeceğim o ki biraz X-Files biraz Stand By Me havası taşıyan bu diziyi kesinlikle izlemenizi öneriyorum. Lise hayatından tutun küçük çocukların arkadaşlıklarıa kadar pek çok mini-konuyu da beraberinde getiriyor dizi.
-Gizemli ve kendini hemen izletiyor, oyunculuklar muhteşem ve Imdb puanını da kesinlikle hak ediyor bana soracak olursanız.
-Bilimsel bir dili var dizinin ayrıca. İşte pararel evrenler, metafizik falan hakim bu diziye.
-Müzikleri de inanılmaz güzel.
Diyeceğim o ki biraz X-Files biraz Stand By Me havası taşıyan bu diziyi kesinlikle izlemenizi öneriyorum. Lise hayatından tutun küçük çocukların arkadaşlıklarıa kadar pek çok mini-konuyu da beraberinde getiriyor dizi.
İzleyecek olanlara şimdiden iyi seyirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder