SUICIDE SQUAD[F.İ.]-''EH,YANİ...''(SPOILER'LI)

2016 yılı çizgi roman filmleri için en önemli yıllardan birisiydi benim için ki hala önümüzde bir Marvel filmi olacak olan Doctor Strange filmi var. Captain America: Civil War ve Batman v Superman: Dawn of Justice gibi filmlerin arasında bile önemli bi kitle tarafından büyük bir merakla beklenen Suicide Squad, eleştiriler olarak hepimizin bildiği üzere yere çakılmış durumda ki bunun düzelmesi olanaksız diyebiliriz. Peki film eleştirildiği kadar var mı? Dibine kadar Spoiler'lı bir şekilde bir göz atalım isterseniz. Ama derseniz ki ben daha izlemedim, sizi Spoiler'sız İncelememize alalım, yazık olmasın.


Şimdi film ilk başladığında ve o renkli yeni logoyu gördüğümüzde, filmi uzun zamandır beklemenin verdiği bir heyecandan olması gerek, ilk başlarda çok heyecanlandığımı itiraf etmeliyim, film hızlı bir giriş yapmayı tercih ediyor ve karakterleri tek tek görüyoruz. Griggs karakteri ile beraber mahkumları tek tek gezerek onları tek tek tanıma şansına sahip oluyoruz. Daha sonra ise Amanda Waller'ın dosyasıyla her birinin nasıl yakalandığına şahit oluyoruz yani kısacası film bize karakterleri iyice öğretmek istiyor ve ufak ufak olsa bile bize karakterlerin orijinlerini hafiften tanıtıyor.
Filmin, karakterleri bize benimsetmeye çalışması güzel bir durum ancak orijinler pekte sağlam değil, yani nasıl desem Harley Quinn, Katana falan hadi tamam da Enchantress, El Diablo gibi karakterler tam bir orijin olarak olmamış, yani X-Men: Apocalypse filminde ki gibi bir orijin katli yaşadık diyebilirim.


Karakterlerin geçmişine göz atarken Captain Boomerang ile The Flash'ı görme şansı da yakalıyoruz, bu sahne tıpkı Batman v Superman filmindeki gibi çok uzun olmadığından dolayı hala Ezra Miller'ın The Flash yorumlaması yapmak biraz zor ancak karakterin filme güzel bağlandığını söyleyeyim, bir Flash villaini olan Cap Boomerang ile The Flash'ı görmek mantıklı bir hamleydi, ee ne var bunda çok mu zor diye soracak olursanız birazdan Joker'in filme nasıl bağlandığı kısma geldiğimizde filmin bu konuda nasıl çuvalladığını anlayacak/hatırlayacaksınız ancak şimdilik daha sırası degil.


Film asıl mevzuya hızlı girdiği gibi (hatta direkt girdi ama neyse) aksiyona da hızlı giriyor, yani zaten izlediyseniz eğer biliyorsunuzdur filmin derin bi mevzusu, ağır bi konusu yok yani tıpkı Expandables serisi gibi yada Fast & Furious serisi gibi en önemli kaygısı aksiyon olan sıka sıka gitme temalı (daha çok Expandables tarzı F&F'yide örnek olarak vermiş olsakta) bir film. Neyse konumuza geri dönelim, dediğim gibi film aksiyona da çok hızlı giriyor, ve daha kendimizi aksiyona hazırladığımız, tam aksiyona gireceğimiz sırada Slipknot kaçmaya çalışarak tıpkı kendilerine anlatıldığı gibi çip bomba ile öldürülüyor, şimdi bu ölüm hemen hemen her tahmin yapan herkesin haklı çıktığı bir ölüm çünkü zaten fragmanlardan da görüldüğü gibi adamım girdiği en büyük aksiyon kadına attığı yumruk ve kaçmaya çalıştığı sahneler, yani anlayacağınız filme ölmek için girmiş bir karakter havasında baya baya adam.


Bu arada bu ölüm sahnesini hemen takip eden sahnelerde boy gösteren iki karakter Captain Boomerang ve Katana karakterlerinin cidden güzel işlendiğini söylemek istiyorum, yani cidden arasanız eleştirecek çok şey bulacağınız bir filmden bahsediyoruz ve bu ikisi gerçekten çok iyi olmuş, özellikle Cap Boomerang'ın tek boynuzlu at takıntısına değinilmesi de güzel olmuş. Vee tabii ki de sahneyle alakası olmadığı için sona sakladığım, çoğu kişi tarafından beğenilmese de filmde ki bir diğer en iyi karakterlerden olan Harley Quinn ancak onunla ilgili konuşursak konuşacak çok şey çıkar, kendisi için ayrı bi yer açacağım bu yazıya.


Şimdi Captain Boomerang eğlenceyi nasıl sırtladı ise aksiyonun büyük kısmını da Deadshot üstüne aldı diyebiliriz, şimdi diyebilirsiniz ki çoğunu sevmişsin zaten geriye ne kaldı, ancak gerçekten orijinler kısmında iyi bir iş çıkaramamış olsalarda karakterler kendini sevdiriyor. Aksiyona girdiğimizde ben bu sahneleri başarılı bulduğumu söyleyebilirim, zaten film az öncede dediğim gibi tıpkı Cehennem Melekleri gibi tek kaygısı aksiyon olan bir film ve aksiyona daldığımızda ben memnun kaldım diyebilirim. Ekibimiz aksiyona dalıp, canavarlar ile uğraşır iken aynı zamanda filmde başka şeylerde dönüyor.


Dediğim gibi tüm bunlar olurken, başka bir yerde başka şeyler dönüyor ve bunlar tamamen Joker'in altından çıkan şeyler, peki Joker neden bu filmde, amacı ne? Film çıkmadan önce hep bu konular açıldığında sürekli kesinlikle çok önemli bir şey derdim, hatta örnek vermem gerektiğinde Enchantress ile ilgili bir şey olabilir (kalbi gibi örneğin) derdim ve Harley'i geri almak için diyenleri kaale bile almazdım, ancak filmi izlerken büyük bir hayal kırıklığı yaşadım çünkü Joker'in tek istediği Harley Quinn'di. Yani bunun büyük bir yanlış olduğunu bile bile neden Joker'i aşk adamı yaparlar anlamıyorum, filmde illa bir şekilde olsun diye düşündüler ise keşke bu Harley Quinn flashbackleri ile sınırlı kalsaydı, her neyse Harley Quinn gibi kendisi içinde ayrı bir yer açacağım zaten. Asıl konumuza dönecek olursak, Harley'i geri isteyen Joker, Griggs'i zorla alı koyup onun sayesinde Harley ile iletişim kurarak onu almak için olduğu yere gider ve ekip ile Joker'in kaderleri orada çakışır zaten, bu sahnelerde ise Harley ve Joker arasındaki tuhaf aşkı daha çok kavrayabiliyoruz diyebilirim.


Joker ve Harley'in aşkı filmde biraz tuhaf işlenmiş diyebiliriz, yani tuhaftan kastım biraz dengesiz gibi, Harley'in Joker'e olan aşkı tamam çok güzel ama Joker'in Harley'e karşı olan hisleri hiç olmamış, bu konuda film tamamen tutarsız. Örneğin Joker helikoptere Harley'i aldığında ki konuşmaları, tepkisi, flashbacklerde ki Harley'e olan tutumu, sürekli onun için mücadele vermesi Joker'in çok büyük bir Harley saplantısı olduğunu gösteriyor, ancak bu hepinizin de bildiği gibi normalde böyle değil, Joker Harley'i sadece kullanır, onu sevmez ve ona karşı hiçbir duygu beslemez, kesilen sahnelerde Joker'in Harley'e tokat attığı sahneler mevcut ancak eğer Joker'in başka bir amacı vardı ve bunu gösteren sahne vardı da silinmediyse Joker baya baya aşk adamı olmuş yani. Joker, Harley'i geri aldığında ise mutlu birliktelikleri fazla sürmüyor ve helikopter bi yana Harley bi yana misali bir durum yaşanıyor, bunun üstüne başka çaresi olmayınca Harley, tamamen umudunu kesmiş olan takımla beraber asıl görevden ayrılarak kafalarına göre takılmayı seçiyorlar.


Finale yaklaştığımız bu sahnede bir fragmanda gösterip filmde vermeme vakası daha yaşıyoruz (ona da ayrı bir yer açacağım) tamam bu sahne mevcut ama Blitz Trailer'da gördüğümüz o eğlenceli diyaloğu göremiyoruz, her neyse filmin kırılma noktası olan anlardan biri diyebiliriz bu sahneye çünkü umudunu kaybetmiş olan bu takım tekrardan aksiyona dönmeye karar veriyor.


Finale geldiğimizdeyse iki güçlü (Enchantress ve kardeşi) kötüye karşı elbette akıllıca bir son bekliyoruz ancak öyle bir son buluyoruz ki hevesiniz tam anlamı ile kursağınızda kalıyor, Enchantress'in kardeşini alt etmek için başka bir forma dönüşüp onu bombaya iterek kendini feda eden El-Diablo'ya yakışan bir final olmalı idi en azından... Bunun üstüne Enchantress'i güzel bir şekilde alt etmelerini istiyorsunuz ancak film yine aynısını yapıyor, bir büyücünün yakın dövüşe soyunması, gene bir bomba ile Enchantress'in ölmesi (Harley'in kalbini aldığı sahne güzeldi şimdi Allah var) yine buruk bi üzüntü yaşatıyor ancak bu iki felaketin üstüne filmin en son sahnesi olan (Joker'in Harley'i kurtarmaya gelmesi hala aptalca olmasına rağmen) Joker'in Harley'i kaçırması sizi hadi canım dedirttirecek bir son ile bırakıyor, tabii birde After Credits var ama o filmin finali sayılmaz.


Filmin en çok tartışılan bir diğer konusu da silinen sahneler, neden yani neden? Düşünün bir yerde bir tablet reklamı görüyor ve sipariş ediyorsunuz, size gelen şey ise çok daha alt model bir tablet, hatta belki de bir hıyar, (e tabi ülkemizde bilindik bir hikaye bu) yani tamamen aynı olamazlar ama bu durumu özetleyecek örnek budur. Özellikle fragmanlarda görüp izlemek için kafayı yediğimiz o Joker sahnelerinin filme konulmaması gerçekten ama gerçekten çok sinir bozucu bir durum, bunun yarı sıra filmdeki mevcut Joker sahnelerinin de bir kısmı ve Katana'nın fragmanlarda dikkat çeken iki sahnesi (Soultaker'dan uçuşan ruhlar ve gözlerinin siyahlaşması) filmde yine yoktu, gerçekten anlayamıyorum niye yapılır bu, DVD pazarlaması için yapılan bir hamle ise bu stüdyoya daha çok zarar getirir bunu ne zaman anlayacaklar çok garip. Hele ki bir solo film için yeterli sahne çektim diyen Jared Leto'nun o kadar emek ve fedakarlık verdiği Joker yorumlamasına çok yazık oldu...


Ayrı bir yer açacağımı yukarılarda belirttiğim Harley Quinn karakterine gelelim, karakter gerçekten çok sağlam yazılmış ve yansıtılmış, Margot Robbie o kadar eleştirilmesine rağmen çok güzel oynamış, Joker'in orijinalinden daha uzak olan bir yazılışın yanısıra gerçek Harley Quinn diyebileceğim bir Harley olmuş bence Robbie, seks objesi olayı içinse şöyle söylemek istiyorum, bu karakter zaten kapalı olan bir karakter değil ancak bazen göze çarpan sahnelerde oluyor elbette ama ben bu durumdan rahatsız değilim yani hoşuma gittiğinden değil karakterin zaten cesur giyinen biri olmasından.


Vee The Joker karakteri, bence filmin en çalkantılı noktası olmuş, bir aşk adamı, bir mafya babası ve deliden çok vahşi (benim için daha iyi bu kısım) bir Joker. Leto'nun Joker yorumlaması için söylenmesi gereken ilk şey Leto'nun performansı hakkaten muazzam olmuş, adam gerçekten çok iyi taşımış rolü ancak şöyle bir problem var ki bu Joker, bir kaç Joker'in toplaması olsa bile gerçek Joker olmamış yani elbette süreden dolayı fazla görmediğimiz o deliliği ve zekayı göreceğiz ileride ki filmlerde ama dediğim gibi farklı bir yorumlama olmuş. (benim için Harley'e olan aşkı haricinde güzel olmuş) Büyük ihtimalle bu yorumlama büyük bir kitleyi ikiye bölecektir ki bu karizmatik Joker'de Ayer'in böyle tiplemeleri sevmesinin de kesin parmağı vardır, neyse dediğim gibi benim gibi beğenenleri ve beğenmeyenleri ikiye bölecek bir yorumlama olmuş.


Çok uzun zamandır beklediğimiz bu filmin, blogumuzdaki incelemesinin de sonuna geldik. Beklerken bize ne kadar uzun gelsene zaman çok çabuk geçiveriyor. Film hakkındaki genel ve kısa özeti yukarıdaki fotoğrafta derledim. Ve yazıyı minik bir eleştirimi sizlerle paylaşmadan kapatmak istemiyorum: Bu sene Dawn of Justice, Civil War, Ağocalypse gibi ciddi süper kahraman yapımlarının yanında, bu ciddiyet kavgasına girmeyen Deadpool ve Suicide Squad aslında senenin asıl kazananları oldu gibi gözüküyor. İki filmde beklentilerimi yeterince karşıladılar ve sinemadan memnun ayrılmama sebep oldular. Neyse, sizler de fikirlerinizi yorumlarda belirtin, konuşalım bu konuda.

Hiç yorum yok: