THE FLASH 3.SEZON 1.BÖLÜM[D.İ.]- ''BİR İLK SEZON DEĞİL AMA...''

Evet arkadaşlar beklenen gün geldi ve çoğumuzun düzelmesi ümidi ile çoğumuzun ise zaten beğendiği ve hevesle yeni sezonun beklediği yeni sezonun ilk bölümü bugün bizler ile kavuştu. Ben de blog üzerinden bir NASIL BULDUK? yazısı yazmaya karar verdim. Haliyle epeydir bekliyoruz ve açık konuşmak gerekirse bir çoğumuz ikinci sezondan pekte memnun kalmamıştı. Sunusal fragmanlar ile ve yapılan açıklamalar ile bu sezonda Flash Point Paradox hikayesinin işleneceğini duyduğumuzda ikinci sezonun başarısızlığını bir köşeye atarak hepimiz yeni sezondan umutlanmıştık. Bu umut ile çıktığı gibi diziyi izledim ve gerçekten başarılı buldum. Elbette çizgi roman ve animasyonda işlendiği gibi işlenemezdi dizide böyle bir hikaye. Neticede çoğu karakter dizi evreninde yoktu ve bunun için yeterli bütçeye de sahip değillerdi. Onun yerine ana hikayenin temellerinden çok çok kopmadan farklı bir hikaye işleyeceklerini biliyorduk hepimiz. Ve beğendikte! En azından ben birinci sezonda yaşadığımız heyecanı yeni sezonun ilk bölümünde yakaladıklarını düşünüyorum. Gelelim bu sezonun gözümüze çarpan artılarına...


İlk olarak şunu söylemeliyim ki dizinin bütçesi arttırılmış arkadaşlar, en azından ilk bölümün bütçesi bir hayli yüksekti, bunu anlayabiliyoruz. Efektler ve ışıklandırmalar geçtiğimiz sezona göre daha doygun ve canlı gözüküyor. Özellikle dikkatimi çektiği için sahneleri durdurarak gelişime kara kare baktım. Sırıtmıyor yani.. Bir diğer olay ise ağır çekimler. Evet dövüş esnasında malumunuz çok hızlı karakterlerimizin nasıl dövüştüğünü görebilmemiz için bir ağır çekim efekti kullanılıyor. Geçen sezona nazaran bu sezonun ağır çekim sahnelerini de daha tatlı buldum açıkçası. Efektlerden yana bu bölümde tek bir sıkıntım var o da Wally'nin binadan düşüş sahnesi. Orası biraz göze batmıyor değil fakat bunun bir dizi olduğu gerçeğini de unutmuyoruz elbette. Şimdi gelelim bir diğer artımıza!
Eobard Twahne! Evet bir çoğunuz gibi bende bu karakteri son derece beğeniyorum. Gerek karakteri canlandıran Matt Letscher abimizin oyunculuğu olsun gerek ise tipleme olarak dizide çok kaliteli işlenmesi olsun benim çok tav olduğum bir karakter. Bu bölümde sadece kafeste oturarak bir iki kelime söylemiş olsa da son sahnede ''She is NOT!'' deyişi bile beni bitirdi açıkçası. Bu adam bu dizide olsun arkadaş! Bu adam gerçekten dizinin izlenmesinde büyük bir katkı sağlıyor. Her neyse sanırım benim dizi içerisinde artı olarak gördüğüm ve beni cidden heyecanlandıran durumlar bu kadar. Elbette ilk bölüm olarak hikayesi de beni yeterince cezbetti fakat hikaye faktörünü daha sonra değerlendirmek daha doğru olur. En azından biraz daha hikayeye vakıf olalım. Gelelim şimdi bölümde eksi olarak gördüğüm tek sahneye!

Bakınız biz dizilerde afro amerikan kişilerin oynamasından şikayetçi değiliz. Candice Patton ablamız da gayet hoş bir bayan fakat sen yılların kızıl mı kızıl, tatlı mı tatlı karakterini alıp yerine afro-amerikan bir oyuncu sunarsan karşımıza biz buna kızarız! Keza Wally'de de bu durum söz konusu.. Karakter tipleme olarak sevilmemesine rağmen birde yetmezmiş gibi tüm buhranı tüm ergenlikleri bu karakterin üzerine yıkarak içimizde bulunan Iris West sevgisini baltalamak istiyor sanırım senarist arkadaşlarımız. Yani dizi gayet güzel ilerlerken, belli bir heyecanı oturtmuşken köşeden çıkıp da Barry'e tabiri caizse gaz vermesi ve bu gaz verme durumunu bile artık bıktığımız buhran ile bize sunmaları cidden susulacak şey değil! Arkadaş tamam.. İkinci sezonda işlediniz yeterince buhran, sizin gönlünüz oldu yeterinde. Birazda izleyicinin gönlü olsun artık dimi? Neyse neyse ilk bölümden başlamayayım gömmeye..

Evet çok sevgili bir o kadarda saygılı okuyucularımız. Benim The Flash dizisinin 3.Sezon 1.Bölümü hakkında düşündüklerim bundan ibaret. Bölümler devam ettikçe bizlerde fikirlerimizi sizlere sunacağız. Okuduğunuz için çok teşekkür eder, alnınıza bir buse kondururum. Sağlıcakla kalın..

Hiç yorum yok: