CODE GEASS[D.İ.]- ''ANİME ÇİZGİ FİLM DEĞİL! (GÜLME EFEKTİ)''
Merhaba herkese, çoğunuzun başlığı gördüğü anda ne
düşündüğünü biliyorum: ''Lanet olası animeci, geldi gene otaku malın teki vb.'' Şimdiden söyleyeyim düşündüklerinizin hiçbiri değilim. Hayatımda 3 anime
izledim, ki diğer 2'si de Code Geass sayesindeydi. Toplumsal olarak fan
kitlesinden ötürü animelere karşı bir antipatimiz olduğunun farkındayım, ancak
bu izlediğim pek çok film ve diziden daha iyi bir kurguya sahip. Çizimlerinden
konuşmalarına, karakterlerinden finaline kadar her şeyiyle kalitesini belli ettiğini
düşündüğüm seriyi herkesin izlemesi gerektiğini düşünüyorum. Yazıda genel
olarak bilgiler versem de spoilerları mümkün olduğunca az tutmayı düşünüyorum
izleyebilecek arkadaşlar için.
Öncelikle ilk bölümün başında verilen sequel'da
anlatılanları özet geçeyim. Büyük Britanya İmparatorluğu tüm Avrupa'yı ve dünya
çapında birçok yeri geçirmiş durumda. Dünyada 3 büyük güç var; Amerika,
Britanya ve Çin. Ancak Britanya tarafından tasarlanan Knightmare denen insanlı
koca robotlar tüm dünyanın Britanya'dan korkmasına neden oluyor. Bizim
hikayemiz de tahmin edebileceğiniz gibi Japonya'da geçiyor. Pardon Japonya
demişim, Bölge 11. Britanya tarafından
işgal edilen Japonya artık bir ada değil numaraya sahip. Bölge 11'de hem
İngilizler hem 11'ler beraber yaşıyorlar. 11'ler eğer isterlerse orduya katılıp
"Onurlu Britanyalı" ünvanına sahip olabiliyorlar, ancak yüksek
mevkilere çıkamıyorlar.
Peki biz bu hikayenin neresindeyiz? Karakterimizin adı
Lelouch Lamperouge, ya da Lelouch vi Britannia mı demeliyim, kendisi Britanya
İmparatorluğu'nun 17. varisi, ancak annesi öldükten sonra babası İmparator
Charles tarafından gözleri görmeyen kardeşiyle beraber Bölge 11'e
gönderildiler. Lelouch şu ana kadar gördüğüm en zeki karakterlerden birisi,
hedefleri muhteşem, onları başarmak için aldığı riskler ve feda ettikleri
insana ilham verici türden. Eklemesem ayıp olurdu, Batman'i utandıracak kadar
mükemmel bir stratejik zekası var.
İlk bölüme geri dönersek eğer, bölüm karakterimizin bir
satranç maçına gitmesiyle başlıyor, maçın asıl amacı sembolik olarak seyirciye
Lelouch'un karakterini göstermek, dolayısıyla izlerken takılmamanızı
öneriyorum. Maç bittikten sonra en yakın arkadaşıyla birlikte okula dönecekken
yolda bir kamyonun kaza yaptığına şahit oluyorlar. Kahramanımız arkadaşına orda
beklemesini tembihledikten sonra kazaya doğru koşmaya başlıyor. Enkaza
vardığında içerdekilerle konuşmaya çalışıyor, ancak bunu yaparken kamyon bir
anda hareket etmeye başlayınca kargo kısmına düşüyor. Orada kapalı kalan
Lelouch kamyonun Japonya'yı geri almaya
çalışan bir grup teröriste ait olduğunu anlıyor. Kovalama esnasında
Knightmare'ları atlatamayacağını fark eden teröristler kendi Knightmare'larını
orduyu şaşırtmak için kullanmaya karar veriyorlar. Bir süre sonra da kamyon
kaza yapıyor ve sürücü ölüyor. Lelouch tek başına kalıyor. Kargo bölümünün
kapısını açan Lelouch karşısında bir asker görüyor, tam asker tarafından alt
edilirken asker bir anda duruyor ve kaskını açıyor. Karşısında Lelouch'un ilk
arkadaşı Suzaku. İkisi neler olduğunu
anlamaya çalışırken diğer askerler de geliyor, ve Suzaku'ya Lelouch'u vurma
emri veriyorlar. Suzaku emre itaat etmeyi reddettikten sonra Lelouch'u
vuracakken Suzaku önüne atlayıp vuruluyor. Tam o sırada serinin en mükemmel
yanlarından biri ve seriye adını veren özellik ortaya çıkıyor, Geass. Kamyonun
kargo bölmesindeki aslında zehirli gaz olduğuna inanılan kapsül açılıyor ve
içinden bir kız çıkıyor. Lelouch'a Geass denen gücü veriyor.
Biraz bölüme ara verip Geass'tan bahsedeyim.
Kralların gücü de denilen Geass kişiden kişiye aktarılan bir
güçtür. Her insanda farklı özellikler gösteren Geass Lelouch'da gözlerine
baktığı kişiye bir seferlik istediğini yaptırabilme gücünü vermiştir. Şu anda
spoiler vermek istemediğim için detaya girmiyorum, eğer seriyi izlerseniz anlayacaksınız
demek istediğimi.
Devam edersek, Lelouch Geass'ı aldıktan sonra karşısındaki
askerlere bakıyor, ve ölmelerini emrediyor. Anında silahlarını kafalarına
dayayıp intihar ediyorlar. Sahneyi izlerken kanınızın donacağını düşünüyorum,
insana hayatın ne kadar kolay yok olabileceğini hatırlatıyor. Daha sonra
öğreniyoruz ki Bölge Valisi Clovis kapsülü ele geçirmek için o bölgenin( Şehrin
11'lerin yaşadığı bölgesi adını hatırlayamıyorum) toplu katliamını emretmiş.
Lelouch askerlerden biri Geass'la kontrol ederek Knighmare'ını alıyor, daha
sonra kamyondaki ölü teröristten aldığı telsizle teröristlerle iletişim
kuruyor. Orada Lelouch'un stratejik zekasının ilk kez izliyoruz. Bölümle
alakalı bu kadar bilginin yeteceğini düşünüyorum, buradan sonrasını zevkle izleyeceğinizi
umarım.
Karakterlere gelirsek,
Lelouch Lamperouge, zeki, hırslı, kibirli stratejik deha.
Daha büyük amaçlar için küçük şeylerin feda edilebileceğine inanıyor, ama onun
da tereddüt anları yok değil. Seriyi izleyenlerin yarısından fazlasının nefret
ettiğini duymuştum bilginin kesinliğinden emin değilim. Kesinlikle bir kahraman
beklememenizi tavsiye ediyorum, bazı yerlerde kahraman olan kahramanımızın aynı
zaman kötü adam sayılabileceği, anti-kahraman sayılabileceği de pek çok yer
var.
-------------------------------
-Nunnally, Lelouch'un göremeyen ve yürüyemeyen kardeşi, daha
küçük bir çocuk olan Nunnaly'nin başından geçenlerin sizi de üzeceğine eminim.
-Suzaku, şahsen triplerinden ötürü bazı yerlerde sevmediğim
bir karakter olmasına rağmen yine de prensiplerine bağlı olmasından ötürü saygı
duyarım. Aşırı atletik olan Suzaku en iyi Knightmare sürücülerindendir.
-Kallen, annesi bir 11 babası bir Britanyalı olan Kallen seri
boyunca Lelouch'un sağ kolu olarak karşımıza çıkacak, izleyip görün diyeyim.
-C.C, kendisi ölümsüz bir cadı. Lelouch'a Geass'ı veren
kişinin ta kendisi. Bu arada pizzaya olan sevgisi inanılmaz, pizza hut reklamı
yapıyorlar bol bol şu ablamız üzerinden.
-------------------------------
-------------------------------
Daha birçok karakter var burada yer verilmesi gereken ancak
ben şu anda en önemli 5 karakterden bahsetmeyi yeterli görüyorum, yazıyı buraya
kadar okuyan herkese teşekkür ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder