CORNETTO ÜÇLEMESİ- ''HAYIR, BAŞROL BİR DONDURMA DEĞİL...'' [F.İ.]

Hanımlar beyler, karşınızda Cornetto Üçlemesi!
Ama ona geçmeden, biraz Simon Pegg'i övmek istiyorum izninizle. Bir çok yapıtta kendine yer bulmasına rağmen, gene de ülkemizde pek tanınmayan Britanyalı aktör Simon Pegg, aslında benim bir aktörden çok yazar ve de danışman olarak tanımlamayı tercih ettiğim, efsane bir adamdır. Star Trek ve Star Wars gibi ünlü blockbuster'larda emeği geçen, aynı zamanda Paul ve Run Fatboy Run gibi orijinal komedi eserlerini ortaya atmış olan Pegg'in belki de en kaliteli işlerinden biri de Ant-Man'in yazarı ve işinden ayrılmış yönetmeni Edgar Wright ile ortaklaşa çalıştığı Cornetto Üçlemesidir. Üç filmi de çok farklı konuları inceleyen filmlerin başrolü de tahmin edeceğiniz gibi Simon Pegg ve yakın arkadaşı Nick Frost'tur. Ayrıca Hobbit ve Sherlock gibi yapımların ünlü siması Martin Freeman da onlara eşlik etmekte. Gelin dilim vardığınca bu eğlenceli üçlemeyi sizlere anlatayım. Yolumuz uzun, bir yerden başlamak gerek, Vira Bismillah!

Shaun of the Dead(2004)
Simon Pegg’in yazdığı muhteşem üçlemenin ilk filmi oldukça iddialı bir zombi filmi. Zombi filmlerine farklı bir yaklaşımı olan bu yapıtta gerçekten eğlenecek ve Martin Freeman da dahil olmak üzere bir çok ünlü oyuncuyu figüran ve veya çabuk ölen kişiler olarak göreceksiniz, aslında bu serinin tamamı için geçerli.
Filmde karakterlerimiz 2 tembel ve işe yaramaz çok yakın arkadaş. Bir sabah uyandıklarında etraflarını zombilerin sardıkları ancak ne yapacaklarına dair en ufak fikirleri olmadıkları bir hikayeyle başlıyoruz. Hiçbir fikirleri yetişkinlere göre olmayan bu iki adamın ve arkadaşlarının aşırı saçma bir o kadar da komik zombi mücadelesini tavsiye ederiz efendim.

NOT: Filmlere Cornetto Üçlemesi denmesinin bir sebebi de, filmler arasındaki en önemli benzerliğin, ana karakterlerin her seferinde cornetto tipi dondurma yemeleridir.
Hot Fuzz(2007)
Serimizin ikinci filminde daha farklı bir yapı işlenmekte. Küçük bir kasabanın şirin polisi Danny Butterman(Nick Frost) yeni ortağı ve onun deyimiyle gerçek bir polis olan Nicholas Angel(SimonPegg) ile anlaşmaya çalışırken aslında kasabanın o kadar masum olmadığını fark etmesiyle başlayan bir hikayeyi izliyoruz. Gayet güzel işlenmiş ve insanı arka arkaya ''HOOOAASSSSS...'' çektirten bu filmi kesinlikle sadece komedi olarak değil, güzel bir aksiyon ve gerilim filmi olarak da izleyebilirsiniz.  Sonuçta silahların susmadığı bir film...

The World’s End(2013)
Simon Pegg hikayeye nereden gireceğini çok iyi öğrenmiş. Ne olduğunu neyin nereye gittiğini, kim ölmüş, kim kalmış, ne nasıl oluyor derken bir anda kendinizi filmin sonunda buluyorsunuz. Merak etmeyin film karışık değil, oldukça eksiksiz şekilde kurgulanmış ve sıralanmış. Ancak o kadar ince işlenmiş ki mükemmel bir seyir zevki veriyor insana. Londra'da gecelere akmak ve bitiremedikleri bir içki maratonunu sonlandırabilmek için bir araya gelen eski mahalle dostları, 12 farklı bara girip, içip sıçıp oradan sağ çıkmaya çalışmaktadırlar. Bir de olayın içine uzaylılardır, robotlardır falan girince iyice konu sarpa sarıyor. Filmin ilk 5 dakikası orijin hikayesinin ve karakterlerin eğlenceli tanıtımıyla geçiyor. Sonrası ise saf komedi zaten...

Hiç yorum yok: