BABY DRIVER[F.İ.]- ''LILY JAMES'İN GÜLÜŞÜNE KURBAN!'' (SPOILER'SIZ)
Baby Driver, Edgar Wright'ın vizyonuna ve bu sektörde işini tutkuyla yapan sayılı adamdan biri oluşuna güvendiğimden dolayı uzun süredir beklediğim bir filmdi. Filmin vizyonuna bir hafta kala gelen ilk yorumların da şahane olduğunu gördüğümde heyecanım iyice perçinlenmişti. Bu yüzden filme çıktığı ilk günden giderek bu heyecanımı daha da içimde tutmayayım dedim. İyi ki de gitmişim çünkü Edgar Wright her filminde olduğu gibi, bu seferde seçtiği sıradan bir taslak konuyu olabildiğince enterasan, stilistik ve tabiri caizse seksi bir konuma getirmiş. Bu incelememde filme dair spoiler vermemeyi planlıyorum çünkü amacım filmi değerlendirmenin de ötesinde gitmek için tereddüt edenleri emin konuma getirmeyi, gitmeyi düşünmeyenlerin fikirlerini değiştirmeyi planlıyorum.
Film, bir kaza sonrası duyma yetisinde bozukluklar oluşan Baby adlı karakterin, Doc isimli suç lorduna olan borcunu ödemeye çalışması üzerine kurulu. Fragmanlarda da gördüğümüz üzere son işini yapması durumunda borcunun kapanacağı üzerine bir vaat alan Baby, sonrasında bunun sadece yapılan bir kelime oyunu olduğunu öğrenir. Son görevinden sonraki ilk görevinde işler sarpa saracak ve büyük sıçışlar silsilesine girilecektir. Ancak size filmin konusuyla ilgili daha fazla detay vermeden söyleyebileceğim tek şey şu: Hayır, film hiç de tahmin ettiğiniz şekilde sonlanmayacak. Ama bahsettiğim şey filmin nasıl biteceği değil, bitişe giden yolda neler yaşanacağı ve nasıl yaşanacağı. Zorlama bir twist'e sahip olmasıyla ilişkilendirmeyin tabi bu durumu, aksine olaylar çok akıcı ve planlı bir şekilde ilerliyor. Film hikayesine çok doğru bir anda başlıyor ve yine çok doğru bir yerde bu hikayeyi muhtemelen ebediyen sonlandırıyor.
Filmin benim gözüme batan ilk özelliği yönetmenin diğer filmlerine göre daha ciddi bir tonda oluşuydu. Kendini zerre ciddiye almayan filmlerden tanıdığımız Edgar Wright bu hikayesinde komediye diğer işlerine nazaran daha az yer vermiş. Filmdeki komedi öğelerinin çoğu da zaten karşımıza kara komedi şeklinde çıkıyor. Ancak hikayenin gidişatını göz önünde bulundurursak, yapılan bu tercih çok doğru olmuş. Film sert aksiyon ve gerilimi uyumlu kullanabilmiş ve son dönem Hollywood filmlerinde sıkça rastlanan ani duygu değişimleri filmde kendine yer bulamamış.
Filmin en ilgi çekici taraflarından biri de konunun döndüğü karakter yelpazesinin genişliği. Filmde taş çatlasa 5 dakika rolü olan Jon Bernthal'dan tutun, sıradan bir yancı kız olmamızı beklerken sempatikliği ile bizi kendine aşık eden Lily James'e, tüm oyuncuların karakterleri çok özenle ve detaylıca yazılmış. Bu karakterlere hemen adapte olabiliyor oluşumuzun bir diğer sebebi de posterlerde adı geçen her oyuncunun muazzam bir performans sergilemiş olması. Biraz önce de belirtmiştim ancak bir kez daha söylememden zarar gelmez, asıl kızı oynayan Lily James, karşımıza çıktığı ilk andan itibaren filmdeki favori karakterim haline geldi. Hakeza yeni jenerasyon oyunculardan Anson Elgort ve Eiza Gonzalez de karakterlerini hakkıyla canlandırabilmişler. Zaten diğer üç ustadan bahsetmeme gerek yok. Kevin Spacey'nin girdiği her sahnede içinize belirsiz bir ürperme geliyor, Jon Hamm konuşmaya başladığı anda ortam aniden geriliyor, belli ki filme uç derece antipatik karakter boşluğunu doldurması için getirilen Jamie Fox'un performansı bir noktada o kadar muhteşem bir noktaya varıyor ki, kendisinden ciddi ciddi nefret etmeye başlıyorsunuz.
Film, bir kaza sonrası duyma yetisinde bozukluklar oluşan Baby adlı karakterin, Doc isimli suç lorduna olan borcunu ödemeye çalışması üzerine kurulu. Fragmanlarda da gördüğümüz üzere son işini yapması durumunda borcunun kapanacağı üzerine bir vaat alan Baby, sonrasında bunun sadece yapılan bir kelime oyunu olduğunu öğrenir. Son görevinden sonraki ilk görevinde işler sarpa saracak ve büyük sıçışlar silsilesine girilecektir. Ancak size filmin konusuyla ilgili daha fazla detay vermeden söyleyebileceğim tek şey şu: Hayır, film hiç de tahmin ettiğiniz şekilde sonlanmayacak. Ama bahsettiğim şey filmin nasıl biteceği değil, bitişe giden yolda neler yaşanacağı ve nasıl yaşanacağı. Zorlama bir twist'e sahip olmasıyla ilişkilendirmeyin tabi bu durumu, aksine olaylar çok akıcı ve planlı bir şekilde ilerliyor. Film hikayesine çok doğru bir anda başlıyor ve yine çok doğru bir yerde bu hikayeyi muhtemelen ebediyen sonlandırıyor.
![]() |
Filmin yönetmeni Edgar Wright, 2. soygun sahnesini içinde Kevin Spacey ve Jamie Fox'un da bulunduğu oyuncu kadrosuna açıklarken |
![]() |
Filmin başrollerinden Alson Elgort ve Lily James |
Filmin en özel kısımlarından biri de konusu. Çünkü film bir soygun(daha doğrusu bir kaç soygun) üzerine kurulu olmasına rağmen, 1 saat 50 dakika boyunca soyguna sadece Baby'nin gözünden, binanın metrelerce dışından 30 saniyeliğine şahit oluyoruz. Film bir soygunun yaşanılışından ziyade, soygundan önce ve sonra olan bitenlere odaklanmayı tercih etmiş. Çünkü soygun planları öyle aman aman üzerine düşünülmüş şeyler olmasa da, hatta sıradan bile denebilir, soygun sonrası Baby'nin arabası ile yaptıkları dahiyane hamlelerdi.
Bu filme gidin. Tek saniye bile tereddüt etmeyin. Artık sinemanın stüdyo işi blockbuster'larla dolduğu bu dönemde, gidin bu tertemiz, stilistik, kalite terlemekten sırılsıklam olmuş yapımı izleyin. Gerilimli tonu, kara mizahı, kanlı ve ağır aksiyon sahneleri ile Baby Driver, 2017'nin şimdilik bize verdiği en şahsına münasır iş, gelecek senelerde insanların youtube'da filmin açılış sekansını aratacağı ve yönetmenin yıllardır verdiği uğraşları boşa çıkarmamış harikalar ötesi bir film olmuş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder