DAREDEVİL #1- İNCELEMESİ

Dün bir arkadaşım sayesinde, aslında üzün süredir güncel çizgi romanları okumadığımı, eskilere gömülüp kaldığımı fark etmiştim. Bu yüzden yeni okul dönemi ile beraber, değişik serilere başlamaya ve okuduktan sonra bloga da genel bir incelemesini yapmaya karar verdim. İlk olarak Miles Morales'ın başrolünde yer aldığı Spider-Man serisinin ilk sayısını okudum ve inceledim. İkinci sayıya geçmeden önce biraz da farklılık olsun maksadıyla bu incelemelerime Daredevil'ı eklemeye karar verdim. Baştan uyarayım, Daredevil 2016 serisinin ilk sayısını okumadıysanız, bu yazıyı terk etmenizi öneririm çünkü bodoslama Spoiler vereceğim yazı boyunca. Yani dikkat edin, tadınız kaçmasın. O zaman genel bir özet geçelim konuya, ardından da detaylarıyla inceleriz sayıyı!


Daredevil #1'in ilk sayfasında ana kahramanımızı bir köprüden atlarken görüyoruz. Genel detayları ile ilk defa karşımıza çıkan yeni-siyah kostüm bir hayli güzel olmuş. Ellerindeki sargılar, kemeri, botları ve logosu hariç tüm kostüm simsiyah ve eskisine nazaran daha modern bir tasarıma sahip. Eğer eski bir Daredevil okuyucusuysanız bu tasarım size tanıdık gelebilir çünkü Shadowland adı verilen bir hikaye arkında Matt Murdock ebedi düşmanı olan The Hand'in başına geçmek zorunda kalıyor ve aynı buradaki gibi siyah bir kostüm giyiyordu. Kim bilir belki de sonraki sayılarda The Hand ile bir bağlantı kurulur. Sonraki sayfaya geçtiğimiz zaman öğreniyoruz ki, Matt'in Manhattan köprüsünden aşağı atlamasının sebebi, Tenfingers adı verilen bir kişi tarafından ayaklarına beton bağlanmış ve ölmesi muhtemel olan birini kurtarma girişimiymiş. Tenfingers denilen adam orada olmasa da örgütün diğer adamları öldüğünden emin olmak için orada beklemeye karar veriyorlar. Onlar yukarıda zaman öldüre dursunlar, Daredevil suyun altında sonar hisleri ile Billy denen bu adamı bulmaya çalışıyor. Kalp atışlarını takip eden Daredevil, adam tam ölecekken onu buluyor, ayak bağlarını çözüyor ve bu sayede onu kurtarmayı başarıyor. Özellikle bu sahneler de kullanılan çizimler ve verdikleri gerilim hissiyle çok takdir edilesi bir iş çıkarmış Soule-Garney ekibi. Billy'nin hayatını kurtarmasının ardından köprünün yukarısına çıkarak Tenfingers'ın adamlarını bir güzel pataklamaya başlayan Matt, sahip oldukları gangster görünüşlerine rağmen, yetenekli dövüşçülerle kapıştığını hemencecik anlıyor. Oradaki adamlardan birinin onu sağ kolundan vurmasının ardından, diğer adamlar görünmez bir güç tarafından bir bir haklanıyor. Tabi ki radar görüşüne sahip olan Daredevil, bunun yeni yardımcısı Blindspot olduğunu fark ediyor. Kendisini ilk kez bu sayının kapağında gördüğümüz Blinspot, 2015 yılında yaratılmış yeni bir süper kahraman olarak karşımıza çıkıyor. Güç bakımından ele aldığımız zaman şimdilik hakkında bildiklerimiz, dövüş yeteneği ve görünmez olmasını sağlayan kostümünün haricinde sınırlı. 


Birlikte oradakileri haklayan ikili, son adamın da oradan kaçması ile konuşmaya başlıyorlar. Daredevil, Blindspot'a neden bu kadar geciktiğini sorarken, aralarında ''bedel'' temalı bir konuşma gerçekleşiyor ve yarın sabah antreman için sözleşiyorlar. Eh, aslında sözleştikleri falan yok ortada. Sadece Daredevil Blindspot'u gelmesi için zorluyor denebilir. Saat 12.06'da ancak evine dönmeyi başaran kahramanımız, Billy denen adamı da yanında götürüyor. Kolundaki kurşunu çıkarırken bir yandan ev arkadaşı Foggy Nelson ile de hararetli bir konuşma geçiren Matt, camdan çıkışı ile tartışmayı sonlandırıyor. Sonraki sayfada, gün atlayan sayımız, bizleri Matt Murdock'un ofisine götürüyor. 


Sahip olduğu olağanüstü duyuları ile gelen kişinin Ellen King ismindeki bir bayan olduğunu çözen Matt, yine de istifini bozmadan anlamamış numarası yapıyor. Aralarında geçen diyalogdan öğreniyoruz ki ofis, aslında oranın eski asansör boşluğuna yapılmış. Ancak Matt bundan bir rahatsızlık duymadığını, binanın tıka basa dolu olduğunu ve kör biri için manzaranın o kadar da önemli olmadığını dile getiriyor. Ardından Matt'e oradaki bazı jüri tanıklarının, davacı avukat ile bir konferans talep ettiklerini belirten ve ona isteyip istemediğini soran Ellen, Billy'nin odaya girmesi ile çıkıyor. Dün köprüden atılmasına rağmen, mahkemede ifade vermekten korkan ve Tenfingers'ın onu tekrar bulabileceğini söyleyen Billy, Matt'in gaza getiren konuşması sayesinde ifade vermekte karar kılıyor.

Ancak, sonraki karede duruşma salonundan, Chinatown'a hızlı bir geçiş yapıyoruz. Orada Daredevil'ın patakladığı adamlardan birini Billy'i öldüremediğini söylerken görüyoruz. Ayrıca karakterin söylediklerine ve yapmaya çalıştıklarını dikkate alacak olursak, Tenfingers'ı bir mesih gibi gördüğünü anlayabiliriz. Oradaki başka bir adam Billy Li'nin ifade verdiğini ve ne yapmalarının gerektiğini sorduğunda ise aldığı cevap çok da şaşırtıcı olmuyor: "Onu ve avukatını öldürün."

Yukarıdaki resimde görebileceğiniz üzere Mandarin-vari bir görünüşe sahip olan bu yeni kötü adamımız, güçlerini ise çin mitelojisinden falan alacak gibi. Valla, çok kıytırık bir karakter yaratmışlar söylemem gerek. Yani allasen, Tenfinger nedir?! Başka fikriniz mi kalmadı yav? Neyse ona da fazla yüklenmeyelim bari. 20 sayfa süren ve özellikle Billy'nin kurtarılma sekansında bizlere gerilimli anlar yaşatan çizgi roman beni yeterince eğlendirebildi. Okurken hem sıkılmadım, hem de dili çok ağır olmadığından dolayı çok da zorlanmadım. Aynı Spider-Man gibi bu seriye de devam etmeyi planlıyorum. Eğer bir puanlamada bulunmamı isterseniz 10 üzerinden 8 verebilirim. Ana kötü adamımızın sahip olduğu kıytırık tasarım ve bazı noktalarda klişeleşmesi harici yeterince güzel bir sayıydı Daredevil #1. 

Hiç yorum yok: