SUPERMAN: REBIRTH- İNCELEMESİ
Normalde Superman ile ilgili hikayeler pek ilgimi çekmezdi. Özellikle New 52 ile saçma sapan bir hale sokulan karakterin hikayeleri de bir o kadar saçmaydı. Ancak Rebirth sonrası çıkan ilk sayıyı okuyup dev memnun olunca, Rebirth sayısını da okumaya, aynı zamanda Action Comics, Supergirl ve Superwoman'a başlamaya karar verdim. Bu listede ilk durağım, haliyle ilk çıkan Superman: Rebirth oldu. Şimdiden uyarımı yapayım yazı Superman: Rebirth ile ilgili onlarca Spoiler içermekte. Yani okumayanlar bir sonraki resimde burayı terk edebilirler.
Superman: Rebirth sayısı, artık ana evreninde Superman'i olacak olan Pre-New 52 Clark Kent'inin karısı ve çocuğunu bir yangından kurtarması ile başlıyor. ''Şeytan bizi buldu.'' diyor. Sonra ise yeni dünya Superman'i ile beraber kızgın bir alev adamla dövüşürken görüyoruz ikisini. Kazanıyorlar, ancak bedeli ağır alıyor: New 52 evreninin Superman'i dostlarının önünde kül oluyor. Ölümünün ardından kendisi için yapılan mezarı üzerinde bekliyor onu eski Superman, geri gelmesi umudu ile. Çünkü inanıyor, o ölmüş olamaz... Ancak bir şey dikkatini çekiyor. Yerin metrelerce altında, birileri mezara zarar vermekte. Sessizce oraya iniyor Clark, ancak gördüğü kişi bir hırsızdan ziyade eski dostu Lana Lang oluyor. Lana, uzaktan gelmekte olan S sembollü adamı görünce bir anlığına seviniyor. Ancak onun kendi dünyasındaki Clark olmadığını anlayınca sevincin yerini çaresizlik alıyor. Yaşadığı bu kısa sevinç ardından tekrar işine dönen Lana, düğer dünyanın Clark'ına, ölenin küllerini alarak Smallvile'e giderek oraya gömmesi gerektiğini söylüyor. Ancak Clark, eski tecrübelerine dayanarak Superman'in geri geleceğini söylemekte. Superman'in mezarından küllerinin bulunduğu kavanozu çıkararak ''Nasıl?'' diye soruyor Lana.
Clark ise ona kendi dünyasında bizlerin ''Death of Superman'' olarak bildiğimiz ünlü çizgi roman hikayesini anlatmakla yetiniyor. Doomsday'le savaşırken yaşadıklarını, ölümünü ve ölümden nasıl döndüğünü bir bir anlatıyor Clark. Kendisi nasıl döndüyse, onların Superman'inin de öyle döneceğini belirtiyor, bu yüzden de Lana'yı yanına alarak Fortress of Solitude'a(Buzdan Kale) gidiyor. Orada robot-vari yardımcılarına ''rejenerasyon kristali''ni bulmalarını söyleyen Clark, diğer kristalleri incelerken, elindeki Kripton'lu DNA'sı tespit ediliyor ve bir anda Superman'in hologramı ortaya çıkıyor. Ancak anlıyorlar ki; Superman bu hologramı kendisinin ölümü ardından hayatta kalması gereken son Kripton'lu olan Kara için hazırlamış. Hologramın belirttiklerine göre Superman'in öldüğüne kesin gözüyle emin olan Clark, son umudunu da kaybederek Lana'yı mezarlığa bırakıyor. Yardıma ihtiyacı olmadığını söyleyen Lana'yı yanlız bırakarak tekrar Fortress of Solitude'a geri dönüyor Clark. ve döndüğü zaman oradaki Dünyalı ve Kriptonlu ebeveynlerinin bulunduğu heykelde bir kaç değişiklik yaparak New 52 Superman'ini de ekliyor.
Sayının yazarlığını yapan Peter Tomasi'yi zaten dünkü Superman #1 incelememde de övmüştüm. Ancak biraz burada da öveyim. Eski Superman mitosunu yenisinin yerine koyarken çok zekice bir yöntem kullanan DC, bu çizgi romanla da onu bir güzel pekiştirmiş. Yeni Superman'in bir daha dönmeyeceğini bildiğimizden dolayı, eskisine de bir güzel hasret giderebiliriz. Yeni tasarladıkları lacivert kostüm ne yazık ki bu sayıda karşımıza çıkmadı ama ben garip bir şekilde önce, bundan sonra okumam gereken sayıyı okuduğumdan mütevellit, zaten kostüm üzerinde gördüm kendisini. Eğer kısaca çizimlerden de bahsetmek gerekirse; Spider-Man veya Daredevil'ın çizimleri kadar güzel olmasa da devam etmekte olan Superman serisindeki kadar da kötü değil. Normal seride de keşke çizer olarak Doug Mahnke devam etse demedim desem yalan olur.
Superman: Rebirth sayısı, artık ana evreninde Superman'i olacak olan Pre-New 52 Clark Kent'inin karısı ve çocuğunu bir yangından kurtarması ile başlıyor. ''Şeytan bizi buldu.'' diyor. Sonra ise yeni dünya Superman'i ile beraber kızgın bir alev adamla dövüşürken görüyoruz ikisini. Kazanıyorlar, ancak bedeli ağır alıyor: New 52 evreninin Superman'i dostlarının önünde kül oluyor. Ölümünün ardından kendisi için yapılan mezarı üzerinde bekliyor onu eski Superman, geri gelmesi umudu ile. Çünkü inanıyor, o ölmüş olamaz... Ancak bir şey dikkatini çekiyor. Yerin metrelerce altında, birileri mezara zarar vermekte. Sessizce oraya iniyor Clark, ancak gördüğü kişi bir hırsızdan ziyade eski dostu Lana Lang oluyor. Lana, uzaktan gelmekte olan S sembollü adamı görünce bir anlığına seviniyor. Ancak onun kendi dünyasındaki Clark olmadığını anlayınca sevincin yerini çaresizlik alıyor. Yaşadığı bu kısa sevinç ardından tekrar işine dönen Lana, düğer dünyanın Clark'ına, ölenin küllerini alarak Smallvile'e giderek oraya gömmesi gerektiğini söylüyor. Ancak Clark, eski tecrübelerine dayanarak Superman'in geri geleceğini söylemekte. Superman'in mezarından küllerinin bulunduğu kavanozu çıkararak ''Nasıl?'' diye soruyor Lana.
Clark ise ona kendi dünyasında bizlerin ''Death of Superman'' olarak bildiğimiz ünlü çizgi roman hikayesini anlatmakla yetiniyor. Doomsday'le savaşırken yaşadıklarını, ölümünü ve ölümden nasıl döndüğünü bir bir anlatıyor Clark. Kendisi nasıl döndüyse, onların Superman'inin de öyle döneceğini belirtiyor, bu yüzden de Lana'yı yanına alarak Fortress of Solitude'a(Buzdan Kale) gidiyor. Orada robot-vari yardımcılarına ''rejenerasyon kristali''ni bulmalarını söyleyen Clark, diğer kristalleri incelerken, elindeki Kripton'lu DNA'sı tespit ediliyor ve bir anda Superman'in hologramı ortaya çıkıyor. Ancak anlıyorlar ki; Superman bu hologramı kendisinin ölümü ardından hayatta kalması gereken son Kripton'lu olan Kara için hazırlamış. Hologramın belirttiklerine göre Superman'in öldüğüne kesin gözüyle emin olan Clark, son umudunu da kaybederek Lana'yı mezarlığa bırakıyor. Yardıma ihtiyacı olmadığını söyleyen Lana'yı yanlız bırakarak tekrar Fortress of Solitude'a geri dönüyor Clark. ve döndüğü zaman oradaki Dünyalı ve Kriptonlu ebeveynlerinin bulunduğu heykelde bir kaç değişiklik yaparak New 52 Superman'ini de ekliyor.
Sayının yazarlığını yapan Peter Tomasi'yi zaten dünkü Superman #1 incelememde de övmüştüm. Ancak biraz burada da öveyim. Eski Superman mitosunu yenisinin yerine koyarken çok zekice bir yöntem kullanan DC, bu çizgi romanla da onu bir güzel pekiştirmiş. Yeni Superman'in bir daha dönmeyeceğini bildiğimizden dolayı, eskisine de bir güzel hasret giderebiliriz. Yeni tasarladıkları lacivert kostüm ne yazık ki bu sayıda karşımıza çıkmadı ama ben garip bir şekilde önce, bundan sonra okumam gereken sayıyı okuduğumdan mütevellit, zaten kostüm üzerinde gördüm kendisini. Eğer kısaca çizimlerden de bahsetmek gerekirse; Spider-Man veya Daredevil'ın çizimleri kadar güzel olmasa da devam etmekte olan Superman serisindeki kadar da kötü değil. Normal seride de keşke çizer olarak Doug Mahnke devam etse demedim desem yalan olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder